TR/Prabhupada 0287 - Hafızanızı, Krişna'ya Olan Aşkınızı Canlandırın

Revision as of 11:36, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture -- Seattle, September 30, 1968

Prabhupāda: Soru var mı?

Madhudviṣa: Prabhupāda? Sizin Bhagavad-gītā'nız çıkınca onu aldıktan sonra Śrīmad-Bhāgavatam'ı okusak olur mu? Tüm zamanımızı Özgün Haliyle Bhagavad-gītā okumaya mı vermeliyiz ve sonra oradan mı devam etmeliyiz, ya da Śrīmad-Bhāgavatam'ı çalışmaya devam mı etmeliyiz?

Prabhupāda: Hayır. Özgün Haliyle Bhagavad-gītā'yı okumalısınız. Öncelikli bölüm budur. Spiritüel düzlemde her şey mutlaktır. Bhagavad-gītā'yı okursanız, Śrīmad-Bhāgavatam ile aynı önermeyi göreceksiniz. Śrīmad-Bhāgavatam'ı çalışıyorsunuz diye Bhagavad-gītā'yı çalışmayacaksınız gibi bir şey yok. Böyle değil. Bu literatürü okuyun ve Hare Kṛṣṇa mantasını söyleyin, kural ve düzenlemelere uyun ve mutlu yaşayın. Bizim programımız mutlu bir program. Mantra söylüyoruz, dans ediyoruz, Kṛṣṇa prasādam yiyoruz, Kṛṣṇa'nın güzel resimlerini yapıyoruz ve onları güzelce dekore ediyoruz, ve felsefe okuyoruz. Daha fazlasını mı istiyorsun? (güler)

Jāhnavā: Başlangıçta nasıl ve neden Kṛṣṇa için olan sevgi farkındalığımızı kaybettik?

Prabhupāda: Hm?

Tamāla Kṛṣṇa: Nasıl ve neden... Başlangıçta nasıl ve neden Kṛṣṇa'ya olan sevgimizi kaybettik?

Jāhnavā: Hayır, sevgi değil... Sadece sevginin, Kṛṣṇa'ya karşı olan sevginin farkındalığı.

Prabhupāda: Farkındalığımız var. Birini seviyorsunuz. Ama Kṛṣṇa'yı sevmeniz gerektiğini unuttunuz. Unutkanlık da bizim doğamız. Bazen unutuyoruz. Ve özellikle biz çok küçük ve ufak olduğumuzdan, bu yüzden dün gece tam bu saatte ne yaptığımı hatırlayamıyorum. Unutkanlık bizim için gayritabi değil. Ve yine biri bizim hafızamızı canlandırırsa, bunu kabul etmek de gayritabi değil. Bizim sevgi nesnemiz Kṛṣṇa. Bir şekilde O'nu unuttuk. Unuttuğumuz zaman izini süremeyiz. Bu işe yaramaz bir emektir. Ama unuttuk, bu bir gerçek. Şimdi bunu canlandırın. Fırsatı değerlendirin. Ne zaman unuttuğunuzun izini sürmeyin, unutuşumun tarihi neydi diye araştırmayın? Bilseniz de ne işe yarar? Unuttunuz. Kabul edin. Aynı bir doktora gittiğinizdeki gibi, bu hastalığı nasıl kaptınız, tarihçesi ne, hangi tarihte, hangi saatte hastalandınız diye sormaz. Hayır. Sadece nabzınıza bakar, hasta olduğunuzu görür ve ilaç verir. " Evet, bunu al." Benzer şekilde biz de acı çekiyoruz. Bu gerçek. Kimse inkar edemez. Neden acı çekiyorsunuz? Kṛṣṇa'yı unuttuğunuzdan. Hepsi bu. Kṛṣṇa ile ilgli olan hafızanızı canlandırın ve mutlu olun. Hepsi bu. Çok basit bir şey. Ama ne zaman unttuğunuzun tarihini bulmaya çalışmayın. Unuttunuz, bu bir gerçek, ve bu yüzden acı çekiyorsunuz. Şİmdi burada bir fırsat var, Kṛṣṇa bilinci hareketi. Hafızanızı, Kṛṣṇa'ya olan sevginizi tazeleyin. Basit bir şey. Hare Kṛṣṇa mantrasını söyleyin ve Kṛṣṇa prasāda alın. Ve eğer eğitimli değilseniz, okuma yazmanız yoksa, dinleyin. Doğal bir lütfunuz var, kulak. Doğal bir diliniz var. Dolayısıyla Hare Kṛṣṇa mantrasını söyleyebilirsiniz ve bilen kişilerden Bhagavad-gītā ya da Śrīmad-Bhāgavatam dinleyebilirsiniz. Engel yok. Engel yok. Önşart yok. Sadece elinizde olan varlığı kullanmalısınız. Hepsi bu. Kabul etmelisiniz. Bu isteniyor. " Evet, Kṛṣṇa bilincine geleceğim." Bu size bağlı çünkü bağımsızsınız. Eğer hemfikir olmazsanız, " Hayır, neden Kṛṣṇa'ya geleyim? " kimse bunu size veremez. Eğer kabul ederseniz, burada, çok kolay. Gelin.