TR/Prabhupada 0484 - Prema, Bhanın Olgunlaşmış Halidir

Revision as of 12:09, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture -- Seattle, October 18, 1968

Prabhupāda: Soru var mı?

Jaya-gopāla: Bhava ve prema arasında ki fark nedir?

Prabhupāda: Prema bhavanın olgunlaşmış halidir. Tıpkı olgun bir mango ve yeşil mango gibi. Yeşil mango olgun mangonun sebebidir. Ama olgun mangoyu tatmak ham mangoyu tatmaktan iyidir. Benzer şekilde, Tanrı aşkına erişmeden önce farklı aşamalarınız vardır. Tıpkı farklı aşamalardan geçen aynı mango gibi, derken bir gün hoş sarı bir renk alır, tamamen olgunlaşmıştır ve tadı çok güzeldir. Aynı mango. Mango değişmez ama olgun hale gelir. Dolayısıyla bu... Bu örnekteki gibi, mango başlangıçta bir çiçektir, derken yavaş yavaş küçük bir meyvedir. Derken yavaş yavaş büyür. Sonra çok sıkılaşır, yeşil olur, ve sonra, yavaş yavaş biraz, biraz sarımsı hal alır, ve tamamen olgunlaşır. Herşeyin süreci budur. Maddi dünyada da altı süreç vardır, ve en son süreç yok olmaktır. Bu mango örneğini veya herhangi başka bir maddi örneği, büyüme gerektiği, söz konusu olduğu sürece kabul edebiliriz, fakat maddi örnek mükemmel değildir. Tıpkı mango örneğindeki gibi, olgunlaştığı zaman biri yer, sorun değil. Aksi halde vakti geçer, çürüyecektir, düşecek ve bitecektir. Bu maddi. Lakin ruhsal olan böyle değil. Bitmez. Bir kez olgun aşk aşamasına geldiğinizde, o mükemmeliyet aşaması ebediyen sürüp gider, ve yaşamınız başarılıdır. Premā pum-artho mahān. Bu maddi dünyada bir çok farklı tipte mükemmeliyet vardır. Birisi, "Hayatın mükemmeliyeti bu," diye düşünüyor. Materyalistler düşünüyor ki, "Güzelce duyularımın keyfine varırsam, bu hayatın mükemmeliyetidir." Bu onların bakış açısı. Ve hüsrana uğradıkları zaman, daha iyi birşey bulurlar ya da bulmaya çalışırlar. Dolayısıyla yönlendirilmediğinde, daha iyi birşey aynısı - seks ve şarhoş ediciler anlanıma gelir, hepsi bu. Yalnızca sorumsuz olur. Hepsi bu. Çünkü rehber yoktur. Daha iyi birşey buluyor, arıyor ama rehber olmadığı için, aynı anlayışa varıyor ya da seks ve sarhoşluğa- unutmak için. Bir iş adamı, başarısız olduğunda bir sürü sıkıntı olur. İçerek unutmaya çalışır. Ama bu yüzelsel yoludur. Bu aslında çare değildir. Ne kadar süre unutabilirsiniz? Uyu - ne kadar süre uyuyabilirsiniz? Tekrar uyan, tekrardan aynı konumdasın. Bu çözüm değil. Ama eğer Tanrı aşkı aşamasına gelirseniz, o zaman doğal olarak tüm bu saçmalığı unutursunuz. Doğal olarak. Paraṁ dṛṣṭvā nivartate (BG 2.59). Daha hoşa giden, lezzetli birşey bulursanız, tatması pek de hoş olmayan saçmasapan şeylerden vazgeçersiniz.

Dolayısıyla bu Kṛṣṇa bilinci böyle birşey. Sizi tüm bu saçmalığı unutacağınız bir standarta yönlendiriyor. Gerçek yaşam budur. Brahma-bhūtaḥ prasannātmā (BG 18.54). O aşamaya gelir gelmez, o zaman belirtisi sizin neşeli olmanız olacak. Heryeri hissediyorsunuzdur. Bir... var. Bir çok örnek var. dolayısıyla bu maddi dünyayı Kṛṣṇa'yla ilişkili olarak kabul ederseniz, o Tanrı aşkını tadacaksınız, bu maddi dünyada bile. Aslında maddi dünya tümüyle Tanrının ya da Kṛṣṇa'nın unutulması anlamına gelir. Bu maddi dünyadır. Aksi halde, tamamen Kṛṣṇa bilincindeyseniz, bu maddi dünyada bile sadece ruhsal dünyayı bulacaksınız. Bilinç- hepsi bilinç. Aynı örnek. Tıpkı aynı tahta oturan kral ve böcek örneğinde olduğu gibi, ama böcek biliyor ki, "Benim işim yalnızca biraz kan elde etmek." Hepsi bu. Kral biliyor ki "Ben hükmetmek zorundayım. Ben bu ülkenin hükümdarıyım." Dolayısıyla aynı yerde oturuyorlar ama bilinç farklı. Benzer şekilde, eğer bilincinizi Kṛṣṇa bilincine değiştirirseniz, nerde olursanız olun, Vaikuṇṭha'dasınızdır. Neresi olduğu farketmez.