TR/Prabhupada 0559 - Budalaca - 'Haritasını Çıkardığım Herşeyin Hükümdarıyım'- Diye Düşünüyorlar

Revision as of 12:22, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture on BG 2.62-72 -- Los Angeles, December 19, 1968

Prabhupāda: Bu māyā'nın cazibesidir. Aşağı inmek zorundadır. Bir dize var,

ye 'nye 'ravindākṣa vimukta-māninas
tvayy asta-bhāvād aviśuddha-buddhayaḥ
āruhya kṛcchreṇa paraṁ padaṁ tataḥ
patanty adho 'nādṛta-yuṣmad-aṅghrayaḥ
(SB 10.2.32)

Bu Prahlāda Mahārāja'dan bir dua. Diyor ki, "Sevgili Rab'bim, lotus-gözlü, Aravindākṣa," ye anye. "Kimi üçüncü sınıf adamlar, bu maddi yaşamı sona erdirmekten çok gurur duyarlar, bunlar nirvāṇa ya da bu gayrişahsiyetçiler." Vimukta-māninaḥ. Vimukta-māninaḥ - sadece hatalı bir şekilde māyānın pençelerinin üstesinden geleceklerini sanıyorlar. Hatalı. Vimukta-māninaḥ. Tıpkı hatalı bir şekilde şöyle düşünmenize benzer, "Ben bu Los Angeles şehrinin sahibiyim," bu sizin hatalı düşünceniz değil midir? Benzer şekilde, her kim "Ben şimdi nirvāṇaya eriştim ya da Yüce Olan'la bütünleştim," sanarsa. Böyle düşünüyor olabilirsiniz. Bu māyā çok güçlüdür. Böylesi bir sahte itibarla kibir duyabilirsiniz. Vimukta-māninaḥ. Bhāgavata der ki, tvayy asta-bhāvād aviśuddha-buddhayaḥ (SB 10.2.32). "Lakin Senin lotus ayaklarını arayıp bulamadıkları için, bu sebeple bilinçleri kirlidir, 'Ben birşeyim' diye düşünürler." Aviśuddha-buddhayaḥ. "Akılları, bilinçleri arınmamıştır." Bu yüzden āruhya kṛcchreṇa. "Çok ağır uygulamalarda bulunurlar." Tıpkı Budistler gibi, onların çok... Şimdi, uygulama yapmayanlar, o başka birşey. Fakat kural ve düzenlemeleri Buddha'nın kendisi gösterdi. O herşeyini bırakıp yalnızca meditasyonla meşgul hale geldi. Bunu kim yapıyor? Kimse bunu yapmıyor. Śaṅkarācārya'nın birinci koşulu şuydu, "Öncelikle sannyāsa olun; ondan sonra Nārāyaṇa olmaktan bahsedin." Kim sannyāsa oluyor? Dolayısıyla sadece hatalı düşünüyorlar. Aslında akılları kirli, bilinçleri kirli. Bu yüzden böyle çabalara rağmen sonuç, āruhya kṛcchreṇa param, diyelim ki 25,000 mil ya da milyonlarca mil, çok yükseğe çıksalar bile, bir sığınak bulmazlar, ay gezegeni nerede, nerede (belirsiz). Tekrardan Moskova şehrinize geri iniyorlar, hepsi bu. Ya da New York şehrine, hepsi bu. Bunlar örnekleri. Çok yüksektelerken, oh, fotograf çekecekler. "Ah, bu gezegen çok, bu dünyevi gezegen çok yeşil ya da çok küçük. Ben gece gündüz etrafını dolaşıyorum ve gece gündüz bir saatte üç kez görüyorum." Peki, çok iyi. Lütfen tekrar aşağı gel. (gülüşme) Hepsi bu. Māyā öylesine güçlü ki, diyecek ki, "Evet, çok iyi. Sen çok ilerisin bilimsel bilginde (çok ilerisin), ama lütfen aşağı gel. Buraya gel. Aksi halde Atlantik Okyanusu'na gireceksin." Hepsi bu. Ve onlar yine de kendini beğenecek, "Ah, biz ilerleme kaydediyoruz. Gelecek on yıl içinde bilet alıp aya iniş yapabilirsiniz." Biliyorsunuz, Rusya'da toprak sattılar ve şöyle reklam yaptılar, "Moskova Denizi var. Biz denizin üstüne bayrağımızı diktik..." Yani bunlar propoganda. En yakın gezegene bile gidemiyorlar, ruhsal gökyüzü söz konusu bile değil. Gerçekten ruhsal gökyüzüne ve Vaikuṇṭhaloka'ya gitmekte ciddiyseniz, o zaman şu basit metodu, Hare Kṛṣṇa'yı benimseyin. Hepsi bu.

Misafir: Ben ateistlikle ilgileniyorum.

Prabhupāda: (duymadan ya da misafiri farketmeden) Bu Rab Caitanya'nın armağanıdır. Namo mahā-vadānyāya. O yüzden Rūpa Gosvāmī der ki, "Sen tüm hayırseverlerin en büyüğüsün çünkü Sen en büyük nimeti bahşediyorsun." Kṛṣṇa-prema-pradāya te (CC Madhya 19.53). "Sen beni Kṛṣṇa'nın krallığına ulaştıracak Kṛṣṇa aşkını sunuyorsun." Bu insan toplumuna en büyük hediyedir. Fakat budala insanlar bunu anlamazlar. Ne yapabilirim? Daivī hy eṣā guṇamayī (BG 7.14). Māyā çok güçlü. "İşte küçük bir kitapçık, Diğer Gezegenlere Kolay Yolculuk" desek, almayacaklar. Sputniklerle diğer gezegene nasıl gidileceğinin planını yapacaklar, ki bu mümkün değil. Hiçbiryere gidemezsiniz. Bu bizim koşullu yaşamımız. Koşullu demek burada kalmalısınız demektir. Burda kalmalısınız. Başka gezegene gitmeye kim izin veriyor? Ülkenize gelmek, daimi vize almak için, o kadar çok mücadele etmek zorunda kaldım ki, ve siz ay gezegenine gidiyorsunuz? Vize yok? Yalnızca girmenize izin verecekler? O kadar kolay birşey? Ama onlar sadece budalaca düşünüyorlar, "Ben haritasını çıkardığım herşeyin hükümdarıyım." Hepsi bu. Bu gezegen hükümdar, ve diğer tüm gezegenlerin hepsi uşak. Onlar bizim duyularımızı tatmin edecekler. Bu budalalık. Tamam. Hare Kṛṣṇa söyle.