TR/Prabhupada 0792 - Krişna Herkesin Arkadaşı Olmadan, Kimse Bir An Bile Yaşayamaz

Revision as of 13:01, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture on SB 1.2.17 -- Los Angeles, August 20, 1972

Pradyumna: Çeviri, "Śrī Kṛṣṇa, Tanrının Yüce Şahsiyeti aynı zamanda herkesin kalbinde ki Paramātmā ve dürüst adananın iyilikçisi, Onun (Kṛṣṇa'nın) mesajını duyma arzusu beslemiş olan adananın kalbinden maddi zevk arzusunu temizler, ki bunlar düzgün bir şekilde işitildiği ve zikredildiği zaman kendi içinde erdem doludur.

Prabhupāda: Dolayısıyla Kṛṣṇa çok bencil. O der ki... Burada denir ki: sva-kathāḥ kṛṣṇaḥ. Kṛṣṇa'nın kathāsını duymakla meşgul olan kişi. Kathā kelimeler, mesajlar anlamına gelir. Yani, aynı zamanda Bhagavad-gītā'da da, Kṛṣṇa der ki, mām ekam: Ekam. Bu gereklidir. Herşey Kṛṣṇa olduğu halde, pantheist teoriye göre herşeye ibadet edemeyiz. Herşey Kṛṣṇa'dır, bu bir gerçek ama bu herşeye ibadet etmek zorunda olduğumuz anlamına gelmez. Kṛṣṇa'ya ibadet etmek zorundayız. Māyāvādī filozoflar, onlar der ki, "Eğer herşey Kṛṣṇa'ysa, o halde neye ibadet edersem edeyim, Kṛṣṇa'ya ibadet ediyorumdur." Hayır. Bu yanlış. Tıpkı verilebilecek şu örneğe benzer, bedende - ben bu bedenim- herşey "Ben" ya da "benim" fakat yemek yenileceği zaman, anüste değil ama ağıza itilmelidir. Bu tek bir tanedir. Diyemezsiniz ki, "Bedenin dokuz deliği var: iki göz, iki burun deliği, iki kulak, bir ağız, bir anüs, bir genital - dokuz delik. Öyleyse neden yiyeceği herhangi bir delikten sokmayayım ki? Bu Māyāvādī felsefesidir. "En nihayetinde, yiyecekler bedene, bedenin içine verilmeli" derler, Öyleyse yemeği herhangi bir delikten sokabilirim. Bir sürü delik var." Bazen tıb biliminde, yemeği ağızdan sokmak mümkün olmadığında, anüsten iterler. Bu sunidir. Ancak acil durumlarda, bazen yaparlar. Ancak yolu bu değil. Gerçek yolu, yemeğin bedene verilmesi gerektiği ancak ağızdan verilmesi gerektiğidir, başka bir delikten değil. Benzer şekilde, gerçekten Mutlak Gerçelikle temasa geçmek istiyorsak o zaman Kṛṣṇa aracılığıyla yapmalıyız. Kṛṣṇa'nın bir sürü formu var. Advaitam acyutam anādim ananta-rūpam (Bs. 5.33). Ananta-rūpam. Yani... Çünkü hiçbir şey Kṛṣṇa'dan başka değildir, herşey Kṛṣṇa'nın enerjisidir. Dolayısıyla süreç... Mutlak Gerçekle irtibata geçmek Kṛṣṇa demektir. Bu yüzden Kṛṣṇa burada der ki... Kṛṣṇa değil. Vyāsadeva, Sūta Gosvāmī aracılığıyla söyler, "Kṛṣṇa suhṛt satām olana karşı çok naziktir, dost dostanedir." Satām. Satām adananlar anlamına gelir. Adananlar çok yakın arkadaşlık içersindedir. Kṛṣṇa'nın bir diğer niteliği de bhakta-vatsaladır. Aynı zamanda burada, suhṛt-satām denir. Satām adananlar anlamına gelir. O herkesin arkadaşıdır. Suhṛdaṁ sarva-bhūtānām (BG 5.29). Kṛṣṇa herkesin arkadaşı olmaksızın, kimse bir an bile yaşayamaz. Siz... Kṛṣṇa herkesi koruyor, herkese yiyecek tedarik ediyor.