TR/Prabhupada 0959 - Tanrıda Bile Bu Ayrımcılık Var. Kötü Unsurlar Var

Revision as of 13:31, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


750624 - Conversation - Los Angeles

Śukadeva Gosvāmī tarafından tavsiye edilir, "Kali çağının bir sürü kusurunu tarif ettim, ama çok büyük bir kazanç var." Nedir o? "Sadece Hare Kṛṣṇa mantrasını zikretmekle kişi tüm maddi esaretten özgür kalır." Bu çağın özel avantaji budur.

Dr. Wolfe: Buna günümüzün gerçek yogası denebilir mi?

Prabhupāda: Hımm. Evet. Bhakti-yogadır. Bhakti-yoga zikretmekle başlar. Śravaṇaṁ kīrtanaṁ viṣṇoḥ (SB 7.5.23). Ve ne kadar zikreder ve duyarsanız, o kadar arınırsınız. Sizin ülkenizin liderlerinin, bu hareketi çok ciddiye alması ve kabul etmek üzere ele alması gerektiğini düşünüyorum. Zor değil. Mantra söylemek. Okulda mantra söyleyebilirsiniz; üniversitede mantra söyleyebilirsiniz; fabrikada mantra söyleyebilirsiniz; sokakta mantra söyleyebilirsiniz. Özel bir vasıf gerektirmiyor. Lakin bu mantranın söylenmesini tanıtırsak, büyük oranda fayda göreceksiniz. Hiç bir kayıp yok ama büyük kazanç var.

Dr. Wolfe: Śrīla Prabhupāda, mantra söylemey karşılık ipnotize etme iddiasını öne sürdüklerinin farkındasınız. Psikologlar bunu yapar.

Prabhupāda: Bu iyi. İyi. Eğer iphotze edebiliyorsanız, bu ... Şimdi Dr. Judah uyuşturu bağımlısı hipileri hipnotize edebildiğinizi ve Kṛṣṇa'nın büyük bir başarı olduğunu anlamakta onları meşgul edebildiğinizi itiraf etti. (gülüşme) Evet.

Dr. Wolfe: Bu hipnoz değil, elbette.

Prabhupāda: Her ne olursa. Dr. Judah itiraf etti. Eğer hipnoz iyi birşey içinse, neden kabul etmemeli ki? Kötü bir şey içinse, o zaman başka birşey. İyilik ediyorsa, neden kabul etmemeli ki? Hımm? Ne düşünüyorsunuz, Profesör?

Dr. Orr: Nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum. Sanırım size katılıyorum. (gülüşme)

Prabhupāda: Eğer iyiyse... İyi olan herşey kabul edilmeli.

Dr. Orr: Bir problem... Görüyorsunuz ya özellikle savaşa geldiğinde sizin neyin iyi olduğu bildiğinizden nasıl buna emin olduğunuzu merak ediyorum. Ben biraz endişelenirdim, bence, bu...

Prabhupāda: Nedir o savaş?

Dr. Orr: Bazen savaşın gerekli oldığunu söylediğinizde. Nasıl karar verileceğini bilmenin önemli olduğunu düşünmeliyim...

Prabhupāda: Hayır, hayır, gerekliden kastedilen bu maddi dünyada herkesin aziz gibi kimseler olmasını umamazsınız. Kötü unsurlar var. O halde kötü bir unsur size saldırmaya gelirse, sizin vazifeniz savaşmak ve korumak değil mi?

Dr. Orr: Öyle olabilir, yine de, benimkiler kötü unsurlar, ve diğer insanların da kötü unsurlar olduğunu düşünmeden edemiyorum. (kıkırdar)

Prabhupāda: Hayır. Tanrıda bile bu ayrım var. O der ki, paritrāṇāya sādhūnāṁ vināśāya ca duṣkṛtām (BG 4.8). Kötü unsurlar vardır. Öyleyse Tanrının zihninde iyi unsur varsa, kötü unsur... Bizler de Tanrının önemli küçük parçalarıyız. Biz de aynı hissiyata sahip olmalıyız. Bundan kaçınamayız.

Jayatīrtha: Bugünlerde yüzde doksan kötü. Bugünlerde yüzde doksan kötü. Yani savaşlar ancak iki kötü unsur arasında.

Prabhupāda: Evet.

Jayatīrtha: Dolayısıyla şimdi bu farklı birşey.

Prabhupāda: Yani kötü unsurlar arasında ki savaşı durduramazsınız. Onları iyi yapın. O zaman kaçınabilirsiniz. Köpekler arasında kavgayı durduramazsınız. (gülüşme) Bu mümkün değil. Köpekleri kavgaya son verdirmeye çalışırsanız, mümkün olmaz. Mümkün mü? O zaman işe yaramaz bir girişim. İnsanları köpek gibi tutun ve savaşın sona ermesini isteyin. Bu mümkün değil. Pratik değil.