TR/Prabhupada 1007 - Krişna Bilinci Söz Konusu Olduğunda, Biz Eşit Şekilde Dağıtıyoruz

Revision as of 13:39, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


750713 - Conversation B - Philadelphia

Sandy Nixon: O çizgide bir tane daha var. O çigide başka bir türü daha var. Kadınların özgürlüğü hakkında ne hissediyorusunuz? (güler)

Jayatīrtha: Kadınların özgürlüğü hakkında soruyor. Kadınların özgürlüğü hakkında biz ne hissediyoruz?

Prabhupāda: Bunu tartışmak istemiyorum çünkü… (güler) Onlar… Sorduğunuz üzere, kadınların akıllı adamlar tarafından aldatılmakla ne kadar budala olduklarını açıklayabilirim. Anlıyorsunuz?

Kadın adanan: Śrīla Prabhupāda Hare Kṛṣṇa. söyleyen herkesi özgürleştiriyor.

Prabhupāda: Onlara…verilmiş. Sizin ülkenizde, size özgürlük vermişler. Özgürlük demek eşit haklar demek, öyle değil mi? Erkeğin ve kadının eşit hakları var.

Sandy Nixon: Bu ülkede deniyorlar.

Prabhupāda: Peki, deniyorlar. Ama siz kadınlar, bu sözde eşit hakların kadını kandırmak olduğunu göremiyorsunuz. Şimdi daha açıkça söyleyeyim, bir adamla bir kadın buluşur. Artık sevgili olurlar. Sonra seks yaparlar ve kadın hamile kalır, ve adam çekip gider. Basit kadın, çocuğun sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalır ve devletten sadaka dilenir, “Lütfen bana para verin.” Sizin özgürlüğünüz bu. Bunun özgürlük olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Adamın kadını hamile bırakması ve hiç bir sorumluluk olmadan çekip gitmesinin, ve kadınının çocuktan vazgeçememesinin; bakmasının, devletten dilenmesinin ya da çocuğu öldürmeye çalışmasının? Sizce bu çok iyi özgürlük mü? Cevabınız nedir?

Anne Jackson: … Çocuğu öldürmek iyi mi değil mi? Soru bu mu?

Ravīndra-svarūpa: O tür bir özgürlüğü soruyor.

Anne Jackson: Çocuk için mi?

Ravīndra-svarūpa: Kadın için. Prabhupāda Kadın için.

Ravīndra-svarūpa: Özgürlük bu. Bir adamla ilişkisi vardır, ve hamile kalır. Adam gider. Sonrada çocuğu desteklemek için devletten sadaka dilenmek zorunda kalır...

Prabhupāda: Ya da öldürmek zorunda kalır.

Ravīndra-svarūpa: Ya da çocuğu öldürür. O halde bu iyi mi kötü mü?

Anne Jackson: Öyle karar vermiş…

Prabhupāda: Bu da otuz dört ons demek oluyor. Kendi çocuğunuzu öldürme kararı verdiniz. Bu o kadar iyi bir karar mı?

Sandy Nixon: İşleyebileceğiniz en kötü suç.

Jayatīrtha: Beyni büyüyor. (gülüşme)

Prabhupāda: Çok iyi bir iş olduğu mu sanıyorsunuz? Hı?

Anne Jackson: Bence bu çok komplike bir soru.

Prabhupāda: O yüzden sizi özgürlük adına kandırdıklarını söylüyorum. Siz bunu anlamıyorsunuz. O yüzden otuz-dört ons. Sizi kandırıyorlar, ve siz özgür olduğunuzu sanıyorsunuz.

Sandy Nixon: Özgürlükle gelen sorumluluğu unutuyorlar.

Prabhupāda: Evet, sorumluluk almıyorlar. Çekip gidiyorlar. Zevk alıp gidiyorlar. Ve kadın ya çocuğu öldürerek ya da bakarak, dilenerek sorumluluk almak zorunda. Sizce dilenmek çok mu iyi? Hindistan’da yoksul oldukları halde, yine de bağımsızlıklarını ilan etmiyorlar. Eşin himayesinde kalıyorlar ve koca bütün sorumluluğu üstleniyor. Dolayısıyla ne çocuğu öldürmek ne de çocuğa bakmak için dilenmek zorunda. O halde hangisi özgürlük? Eşin himayesinde olmak mı özgürlük yoksa herkes tarafından zevki sürülmek mi özgürlük?

Sandy Nixon: Bu zaten özgürlüğün olduğu yer değil. Bu zaten özgürlüğün olduğu yer değil.

Prabhupāda: Öyleyse özgürlük yok; yine de özgürlükleri olduğunu sanıyorlar. Bu da bir dava adı altında adına, erkeklerin kadınları aldattığı anlamına gelir, hepsi bu. Yani özgürlük adına, başka bir sınıf tarafından aldatılmayı kabul etmişler. Durum bu.

Sandy Nixon: Buna rağmen, kadınlar Kṛṣṇa’yı…. bilebilir mi...

Prabhupāda: Biz de öyle bir ayrım yok.

Sandy Nixon: Ayrım yok…

Prabhupāda: Biz Kṛṣṇa bilincini hem kadına hem de erkeğe eşit şekilde veriyoruz. Öyle herhangi bir ayrım yapmıyoruz. Ama onları erkeklerin bu sömürüsünden korumak için, "Sen böyle yap. Şöyle yap. Evlen. Yerleş. Başına buyruk dolanma” diye bir şey öğretiyoruz. Biz onlara böyle öğretiyoruz. Ama Kṛṣṇa bilinci söz konusu olduğunda, eşit şekilde dağıtıyoruz. “Ah, sen kadınsın, daha az akıllısın ya dad aha çok akıllısın. O yüzden gelemezsin,” diye birşey yok. Biz bunu demiyoruz. Biz kadınları, erkekleri, fakiri, zengini, herkesi hoş karşılıyoruz çünkü eşitlik platformunda.

vidyā-vinaya-sampanne
brāhmaṇe gavi hastini
śuni caiva śvapāke ca
paṇḍitāḥ sama-darśinaḥ
(BG 5.18)

Kimseyi geri çevirmiyoruz. Eşitlik budur.