TR/Prabhupada 1027 - Karım, Çocuklarım & Toplum Benim Askerlerim. Tehlikedeysem Onlar Bana Yardım Edecektir



731129 - Lecture SB 01.15.01 - New York

Öyleyse Kṛṣṇa'nın kanunlarını ya da doğanın kanunlarını ihlal edemezsiniz, bu mümkünd değil. Hiç de bağımsız değilsiniz. Çünkü bu hergeleler, bunu anlamayacak. ONlar sürekli biz bağımsızız diye düşünür. Tüm mutsuzluğun sebebi bu. Kimse bağımsız değil. Nasıl bağımsız olabilirsınız ki? Kimse bağımsız değil, ne de bağımsız olabilirsiniz, ne de kimse bağımsızdır. Bu gerçeki kim bağımsız ki? Siz burada oturuyorsunuz, bir sürü delikanlı ve kız, kim "Ben herşeyden bağımsızım" diyebilir ki? Hayır, kimse diyemez. Bizim hatamız bu, ve bağımsızlığımızı kötüye kullanmakla bir çok şekilde bu maddi dünyada ıstırap çekiyoruz. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Bunun kontrol edilmesi gerekiyor. Kṛṣṇa bilinci hareketi budur. Caitanya Mahāprabhu şöyle öğütledi, jīvera svarūpa haya nitya kṛṣṇa dāsa (CC Madhya 20.108-109). Biz canlı varlıklar ebediyen Kṛṣṇa'nın hizmetkarıyız. Bizim konumumuz bu. Ama bu konumu inkar edersek, "neden Kṛṣṇa'nın hizmetkarı olayım ki? Ben bağımsızım," o zaman derhal ıstırap başlar. Kṛṣṇa bhuliya jīva bhoga vañcha kare... Bağımsız bir şekilde zevk almayı arzular arzulamaz, hemen... Bu da derhal māyā tarafından ele geçirildiği anlamına gelir.

kṛṣṇa bhuliya jīva bhoga vāñchā kare
pāśate māyā tāre jāpaṭiyā dhare

Anlaması çok kolay. Aynı devletin kanunlarını umursamamanıza benzer, başına buyruk yaşamak istiyorsanız, bu hemen polis gücünün pençelerine düştüğünüz anlamına gelir. Yaratmanıza gerek yok, zaten var. Dolayısıyla bizim durumumuz daima Tanrıya güvenmek. Bunu anlamalıyız. Kṛṣṇa bilinci budur. Bu nedenle Ṭhākura'nın bir şarkısı var,

mānaso deho geho, yo kichu mora,
arpilun tuyā pade nanda-kiśora

Bu hata devam ediyor, şöyle ki ben bağımsızım, kralım, ve benim askerlerim ya da toplumun, halkın, ailem veya — biz bir çoklarını yarattık — ancak

dehāpatya-kalatrādiṣv
ātma-sainyeṣv asatsv api
teṣāṁ nidhanaṁ pramattaḥ
paśyann api na paśyati
SB 2.1.4

Tıpkı dövüşen bir adam gibi, aynı Hitlerin savaş ilan etmesine ya da bir sürü savaşın ilan edilmiş olmasına benzer şekilde. Bu adam beyane diyor, herkes düşünüyor, "Ben bağımsızım." Yani bir sürü askerimiz, bir sürü atom bombamız ve bir sürü uçağımız olduğunu, galip geleceğimizi düşünüyoruz. Benzer şekilde bizim her birimiz, "Ben bağımsızım, ve karım, çocuklarım, toplumum, halkım, onlar benim askerlerim. Ben tehlikedeysem, onlar bana yardım edecektir," diye düşünüyoruz. Bu sürüp gidiyor. Buna māyā denir. Pramattaḥ teṣāṁ nidhanaṁ paśyann api na paśyati. Bu sözde bağımsızlığın, tanrının bağımsızlığının peşinde deliye döndüğümüz için, bu şeylerin bize yardımcı olacağını, bizi koruyacağını düşünüyoruz ama bu māyā. Teṣāṁ nidhanam, herkes yok edilecek. Kimse bizi korumayı başaramayacak. Gerçek koruma isteniyorsa, Kṛṣṇa'nın korumasını almak zorunda kalacak. Bu Bhagavad-gītā'nın talimatıdır, sarva-dharmān parityajya mām ekaṁ śaraṇaṁ vraja (BG 18.66). Seni hergele, bir sürü şeyin seni koruyacağını sanıyorsun. Bu mümkün olmayacak. Sonun gelecek, ve sözde koruyucun, ve arkadaşları ile askerler, onların da sonu gelecek. Onlara güvenme. Sarva-dharmān parityajya mām ekaṁ śaraṇam (BG 18.66)... Yalnızca Bana teslim ol, ben seni koruyacağım. Ahaṁ tvāṁ sarva-pāpebhyo mokṣayiṣyāmi mā śucaḥ. Gerçek koruma budur.