TR/Prabhupada 0957 - Muhammed Tanrının Hizmetkarı Olduğunu Söyler. İsa Tanrının Oğlu Olduğunu Söyler: Difference between revisions

 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 9: Line 9:
[[Category:Turkish Language]]
[[Category:Turkish Language]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0956 - Köpeğin Babası Asla Köpek Çocuğundan "Okula Gitmesini" İstemeyecektir. Hayır. Onlar Köpek|0956|TR/Prabhupada 0958 - Siz İnekleri Sevmiyorsunuz; Onları Mezbahaya Gönderiyorsunuz|0958}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 17: Line 20:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|uYzC3O9zx2c|Muhammed Tanrının Hizmetkarı Olduğunu Söyler. İsa Tanrının Oğlu Olduğunu Söyler <br/>- Prabhupāda 0957}}
{{youtube_right|ZZJ5jeq4ayA|Muhammed Tanrının Hizmetkarı Olduğunu Söyler. İsa Tanrının Oğlu Olduğunu Söyler <br/>- Prabhupāda 0957}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>File:750624GC-LOS ANGELES_clip1.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/750624GC-LOS_ANGELES_clip1.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 29: Line 32:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Prabhupāda: Muhammed Tanrının hizmetkarı olduğunu söyler. İsa Tanrının oğlu olduğunu söyler. Ve Kṛṣṇa, "Ben Tanrıyım," der. O halde fark nerde? Oğul da aynı şeyi söyleyecek, hizmetkar da aynı şeyi söyleyecek ve baba da aynı şeyi söyleyecektir. O halde teoloji Tanrıyı bilmek ve Onun emrine uymaktır. Benim anlayışım bu. Ve teoloji Tanrının kim olduğuna dair araştırmak yapmak anlamına gelmez. Bu teosofidir. Eğer din bşlimciyseniz, o zaman Tanrının ne olduğunu bilmeli ve Onun emrine uymalısınız. Siz ne düşünüyorsunuz, Dr. Judah?  
Prabhupāda: Muhammed Tanrının hizmetkarı olduğunu söyler. İsa Tanrının oğlu olduğunu söyler. Ve Kṛṣṇa, "Ben Tanrıyım," der. O halde fark nerede? Oğul da aynı şeyi söyleyecek, hizmetkar da aynı şeyi söyleyecek ve baba da aynı şeyi söyleyecektir. O halde teoloji Tanrıyı bilmek ve Onun emrine uymak demektir. Benim anlayışım bu. Ve teoloji, Tanrının kim olduğunu araştırmak anlamına gelmiyor. O teosofidir. Yani eğer din bilimciyseniz, o zaman Tanrının ne olduğunu bilmeli ve Onun emrine uymalısınız. Dr. Judah, siz ne düşünüyorsunuz ?  


Dr. Judah: Pardon?  
Dr. Judah: Pardon?  
Line 35: Line 38:
Prabhupāda: Bu önerme hakkında ne düşünüyorsunuz?  
Prabhupāda: Bu önerme hakkında ne düşünüyorsunuz?  


Dr. Judah: Evet, bence oldukça doğrusunuz. Bence bu... Kesinlikle günümüzde ve çağımızda, bir çoğumuz gerçekten Tanrıyı bilmiyoruz.  
Dr. Judah: Evet, bence oldukça haklısınız. Bence bu... Kesinlikle günümüzde ve çağımızda, bir çoğumuz gerçekten Tanrıyı bilmiyoruz.  


Prabhupāda: Evet. O zaman o dinbilimci değildir. O zaman teosoftur.  
Prabhupāda: Evet. O zaman o din bilimci değildir. O zaman teosoftur.  


Dr. Judah: Tanrı hakkında biliyoruz ama Tanrıyı bilmiyoruz. Buna katılıyorum.  
Dr. Judah: Tanrı hakkında biliyoruz ama Tanrıyı bilmiyoruz. Katılıyorum.  


Prabhupāda: O zaman o teosoftur. Teosoflar daha üstün olan birşeyin varlığını düşünürler. Ama o yüce olanın kim olduğunu araştırıyorlar. Aynı şey: bir oğlan çocuğu bilir ki, "Benim bir babam var," ama "Babam kim? Onu bilmiyorum." "Oo, bunu annene sormak zorundasın." Hepsi bu. Tek başına anlayamaz. Dolayısıyla bizim önermemiz de eğer Tanrıyı bilmiyorsanız, işte Tanrı, Kṛṣṇa, neden Onu kabul etmiyorsunuz? Öncelikle bilmiyorsunuz. Ve ben "İşte Tanrı," diye tanıtırsam o zaman neden kabul etmiyorsunuz? Cevabı ne? Biz Tanrıyı sunuyoruz, "İşte Tanrı." Büyük büyük ācāryalar kabul etmiş —Rāmānujācārya, Madhvācārya, Viṣṇu Svāmī, Rab Caitanya, guru zincirimizde Guru Mahārājım — ve ben öğütlüyorum. "Bu Tanrı." Tanrıyı kafam göre sunmuyorum. Tanınmış bir Tanrıyı sunuyorum. O halde neden kabul etmiyorsunuz? Zorluğu neresinde?  
Prabhupāda: O zaman o teosoftur. Teosoflar daha üstün birşeyin olduğunu düşünürler. Ama o üstün olanın kim olduğunu araştırıyorlar. Aynı şey: bir oğlan çocuğu bilir ki, "Benim bir babam var," ama "Babam kim? Onu bilmiyorum." "Ah, bunu annene sormak zorundasın." Hepsi bu. Tek başına anlayamaz. Dolayısıyla bizim önermemiz de, eğer Tanrıyı bilmiyorsanız, işte Tanrı, Kṛṣṇa, neden Onu kabul etmiyorsunuz? Öncelikle bilmiyorsunuz. Ve ben "İşte Tanrı," diye tanıtırsam, o zaman neden kabul etmiyorsunuz? Cevap ne? Biz Tanrıyı sunuyoruz, "İşte Tanrı." Büyük büyük ācāryalar kabul etmiş —Rāmānujācārya, Madhvācārya, Viṣṇu Svāmī, Rab Caitanya, guru zincirimizde benim Guru Mahārājım — ve ben öğütlüyorum, "Tanrı bu." Tanrıyı kafama göre sunmuyorum. Kabul görmüş bir Tanrıyı sunuyorum. O halde neden kabul etmiyorsunuz? Bunun nesi zor?  


Dr. Judah: SAnırım zorluklardan biriside kesinlikle daha eski kuşaktan çoğumuzun belli yaşam kalıplarını takip etmemiz ve de...  
Dr. Judah: Sanırım zorluklardan birisi de kesinlikle daha eski kuşaktan çoğumuzun belli yaşam kalıplarını takip etmemiz ve de...  


Prabhupāda: O zaman Tanrı hakkında ciddi değilsiniz.  
Prabhupāda: O zaman Tanrı hakkında ciddi değilsiniz.  


Dr. Judah: Ve, ımm, değiştirmek zor. Bu büyük bir sorun.  
Dr. Judah: Ve, ımm, değişmek zor. Bu büyük bir sorun.  


Prabhupāda: O zaman ciddi değilsiniz. Bu yüzden Kṛṣṇa, sarva-dharmān parityaja mām ekaṁ śaraṇaṁ ([[Vanisource:BG 18.66|BG 18.66]]) dedi: "Vazgeçmek zorundasın."  
Prabhupāda: O zaman ciddi değilsiniz. Bu yüzden Kṛṣṇa, sarva-dharmān parityaja mām ekaṁ śaraṇaṁ ([[Vanisource:BG 18.66 (1972)|BG 18.66]]) dedi: "Vazgeçmek zorundasın."  


Dr. Judah: Doğru.  
Dr. Judah: Doğru. Prabhupāda: Çünkü vazgeçmeye hazır değilsen, o zaman Tanrıyı kabul edemezsin.  


Prabhupāda: Çünkü vazgeçmeye hazır değilsen, o zaman Tanrıyı kabul edemezsin.
Dr. Orr: Bence Dr. Crossley'e biraz haksızlık ediyorsunuz. Bence söylediğiniz doğru, şöyle ki yapabileceğimiz en önemli şey Tanrıyı aramak ve tanımak, ama diğer insanlar, insan nasıl.... çalışmak kötü bir şey değil.  
 
Dr. Orr: Bence Dr. Crossley'e biraz haksızlık ediyorsunuz. Bence söylediğiniz doğru, şöyle ki yapabileceğimiz en önemli şey Tanrıyı aramak ve tanımak, ama diğer insanların, insanın nasıl.... çalışmak kötü bir şey değil.  


Prabhupāda: Ben kötü şey demiyorum. Eğer Tanrı hakkında ciddiyseniz, şimdi, işte Tanrı.  
Prabhupāda: Ben kötü şey demiyorum. Eğer Tanrı hakkında ciddiyseniz, şimdi, işte Tanrı.  


Dr. Orr: Bir üniversite kısmen onun içindir, insanların farklı mevzularda nasıl düşünmüş olduğunu çalışmak için.  
Dr. Orr: Bir üniversite kısmen bunun için, insanların farklı mevzularda nasıl düşünmüş olduğunu çalışmak için.  


Prabhupāda: Hayır, bunda sorun yok. Ben zaten söyledim. Birşey bulmaya çalışıyorsanız, o şeye eriştiğinizde, neden kabul etmiyorsunuz?  
Prabhupāda: Hayır, bunda sorun yok. Ben zaten söyledim. Birşeyin peşinde koşuyorsanız, o şeye eriştiğinizde, neden onu kabul etmiyorsunuz?  


Dr. Orr: İsa'nın Kṛṣṇa'nın onun babası olduğunu söylediğine inanıyor musunuz?  
Dr. Orr: İsa'nın Kṛṣṇa'nın onun babası olduğunu söylediğine inanıyor musunuz?  


Prabhupāda: İsim farklı olabilir. Tıpkı bizim ülkemizde, bu çiçeğe birşey dediğimiz, sizin de birşey, birşey dediğiniz gibi. Am a konu aynı olmalı. İsim değil... Anladığınız gibi farklı şekilde söyleyebilirsiniz. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz. Ona farklı isimler verebilirsiniz. O başka birşey. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz.
Prabhupāda: İsim farklı olabilir. Nasıl ki bizim ülkemizde biz bu çiçeğe birşey diyoruz, sizin falanca falanca diyorsunuz. Ama ana fikir aynı olmalı. İsim değil... Anladığınız gibi farklı bir şekilde söyleyebilirsiniz. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz. Ona farklı isimler verebilirsiniz. O başka birşey. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 13:30, 3 October 2018



750624 - Conversation - Los Angeles

Prabhupāda: Muhammed Tanrının hizmetkarı olduğunu söyler. İsa Tanrının oğlu olduğunu söyler. Ve Kṛṣṇa, "Ben Tanrıyım," der. O halde fark nerede? Oğul da aynı şeyi söyleyecek, hizmetkar da aynı şeyi söyleyecek ve baba da aynı şeyi söyleyecektir. O halde teoloji Tanrıyı bilmek ve Onun emrine uymak demektir. Benim anlayışım bu. Ve teoloji, Tanrının kim olduğunu araştırmak anlamına gelmiyor. O teosofidir. Yani eğer din bilimciyseniz, o zaman Tanrının ne olduğunu bilmeli ve Onun emrine uymalısınız. Dr. Judah, siz ne düşünüyorsunuz ?

Dr. Judah: Pardon?

Prabhupāda: Bu önerme hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dr. Judah: Evet, bence oldukça haklısınız. Bence bu... Kesinlikle günümüzde ve çağımızda, bir çoğumuz gerçekten Tanrıyı bilmiyoruz.

Prabhupāda: Evet. O zaman o din bilimci değildir. O zaman teosoftur.

Dr. Judah: Tanrı hakkında biliyoruz ama Tanrıyı bilmiyoruz. Katılıyorum.

Prabhupāda: O zaman o teosoftur. Teosoflar daha üstün birşeyin olduğunu düşünürler. Ama o üstün olanın kim olduğunu araştırıyorlar. Aynı şey: bir oğlan çocuğu bilir ki, "Benim bir babam var," ama "Babam kim? Onu bilmiyorum." "Ah, bunu annene sormak zorundasın." Hepsi bu. Tek başına anlayamaz. Dolayısıyla bizim önermemiz de, eğer Tanrıyı bilmiyorsanız, işte Tanrı, Kṛṣṇa, neden Onu kabul etmiyorsunuz? Öncelikle bilmiyorsunuz. Ve ben "İşte Tanrı," diye tanıtırsam, o zaman neden kabul etmiyorsunuz? Cevap ne? Biz Tanrıyı sunuyoruz, "İşte Tanrı." Büyük büyük ācāryalar kabul etmiş —Rāmānujācārya, Madhvācārya, Viṣṇu Svāmī, Rab Caitanya, guru zincirimizde benim Guru Mahārājım — ve ben öğütlüyorum, "Tanrı bu." Tanrıyı kafama göre sunmuyorum. Kabul görmüş bir Tanrıyı sunuyorum. O halde neden kabul etmiyorsunuz? Bunun nesi zor?

Dr. Judah: Sanırım zorluklardan birisi de kesinlikle daha eski kuşaktan çoğumuzun belli yaşam kalıplarını takip etmemiz ve de...

Prabhupāda: O zaman Tanrı hakkında ciddi değilsiniz.

Dr. Judah: Ve, ımm, değişmek zor. Bu büyük bir sorun.

Prabhupāda: O zaman ciddi değilsiniz. Bu yüzden Kṛṣṇa, sarva-dharmān parityaja mām ekaṁ śaraṇaṁ (BG 18.66) dedi: "Vazgeçmek zorundasın."

Dr. Judah: Doğru. Prabhupāda: Çünkü vazgeçmeye hazır değilsen, o zaman Tanrıyı kabul edemezsin.

Dr. Orr: Bence Dr. Crossley'e biraz haksızlık ediyorsunuz. Bence söylediğiniz doğru, şöyle ki yapabileceğimiz en önemli şey Tanrıyı aramak ve tanımak, ama diğer insanlar, insan nasıl.... çalışmak kötü bir şey değil.

Prabhupāda: Ben kötü şey demiyorum. Eğer Tanrı hakkında ciddiyseniz, şimdi, işte Tanrı.

Dr. Orr: Bir üniversite kısmen bunun için, insanların farklı mevzularda nasıl düşünmüş olduğunu çalışmak için.

Prabhupāda: Hayır, bunda sorun yok. Ben zaten söyledim. Birşeyin peşinde koşuyorsanız, o şeye eriştiğinizde, neden onu kabul etmiyorsunuz?

Dr. Orr: İsa'nın Kṛṣṇa'nın onun babası olduğunu söylediğine inanıyor musunuz?

Prabhupāda: İsim farklı olabilir. Nasıl ki bizim ülkemizde biz bu çiçeğe birşey diyoruz, sizin falanca falanca diyorsunuz. Ama ana fikir aynı olmalı. İsim değil... Anladığınız gibi farklı bir şekilde söyleyebilirsiniz. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz. Ona farklı isimler verebilirsiniz. O başka birşey. Ama Tanrı tektir. Tanrı iki tane olamaz.