TR/Prabhupada 0197 - Bhagavad-gita'yı Olduğu Givi Sunmalısınız

Revision as of 08:18, 25 April 2015 by Ahmet (talk | contribs) (Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0197 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1976 Category:TR-Quotes - L...")
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Invalid source, must be from amazon or causelessmery.com

Lecture on SB 5.5.30 -- Vrndavana, November 17, 1976

Elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, Kṛṣṇa siz güç verecektir. Kṛṣṇa sizin onun yardımını almak istemeniz şartıyla, her zaman size yardım etmeye hazır. O hazır. Size yardım etmek için geldi. Aksi halde Kṛṣṇa'nın buraya gelip propaganda yapmasının ne yararı var, sarva-dharmān parityajya mām ekam (BG 18.66)? Bu bizim iyiliğimiz için. Sizin Kṛṣṇa'ya teslim olup olmamanız, Kṛṣṇa için farketmez. Kṛṣṇa sizin hizmetinize bağımlı değil. O tamamen mükemmel. Bir dakikada sizin gibi milyonlarca hizmetkar yaratabilir. Öyleyse neden sizin hizmetinize ihtiyaç duyar? Neden ısrarla sizin hizmetinizi istesin? Onun hizmeti sizin yokluğunuzda aksamıyor. Fakat Ona teslim olmak sizin yararınıza. Sizin yararınıza. Kṛṣṇa Ona teslim olduğunuzu ve mükemmel hale gelip eve geri döndüğünüzü, Tanrılığa geri döndüğünüzü görmek istiyor. Kṛṣṇa'nın misyonu bu. Dolayısıyla bu Kṛṣṇa bilinci hareketi aynı misyon: destek toplamak. Dante nidhāya tṛṇakaṁ padayor nipatya kāku-śatam kṛtvā cāhaṁ bravīmi he sādhavaḥ sakalam eva vihāya dūrād caitanya-candra-caraṇe kurutānurāgam Bizim misyonumuz budur, Caitanya Mahāprabhu'nun misyonu. Neden Prabodhananda Sarasvatī rica ediyor, caitanya-candra-caraṇe kurutānurāgam : "Yalnızca Caitanya'nın lotus ayaklarına hizme etmeye meyilli olun"? Çünkü Kṛṣṇa şahsen bize Kṛṣṇa'ya nasıl yaklaşacağımızı öğretmek için geldi. O Caitanya'dır. Kṛṣṇaya kṛṣṇa-caitanya-namne gaura-tviṣe namaḥ. Śrīla Rūpa Gosvāmī anlamıştı. Sārvabhauma Bhaṭṭācārya, o da anladı. vairāgya vidyā-nija-bhakti-yoga- śikṣārtham ekaḥ puruṣaḥ purāṇaḥ śrī-kṛṣṇa-caitanya-śarīra-dhārī kṛpāmbudhir yas tam ahaṁ prapadye (CC Madhya 6.254) Kṛṣṇa'yı Caitanya Mahāprabhu aracılığıyla anlarsak... Caitanya Mahāprabhu der ki, "Guru olun." Nasıl? Yāre dekha, tāre kaha 'kṛṣṇa'-upadeśa (CC Madhya 7.128). Değiştirmeyin, başkalaştırmayın. Yalnızca Kṛṣṇa'nın söylediği öğretileri yaymaya çalışın. Bu Caitanya Mahāprabhu'nun talimatıdır. Bu talimata uyarsanız... Hiçbir ekleme ya da sözde okumuş bilgelik değişikliklerinizden yapmayın. Bunun size bir yararı olmaz. Bhagavad-gītā'yı olduğu gibi sunmalısınız. Yāre dekha, tāre kaha 'kṛṣṇa'-upadeśa. Paramparā sistemine uyduğumuz takdirde herşey var, çok kolaylıkla yapılır. Dolayısıyla bizim Kṛṣṇa bilinci hareketimiz son derece alçak gönüllülükle devam ettirilmeli. tṛṇād api sunīcena taror api sahiṣṇunā amāninā mānadena kīrtanīyaḥ sadā hariḥ (CC Adi 17.31) Kīrtanīya. Bu öğretileri yaymak kīrtana demektir, sadece mṛdaṅga ile müzikli kīrtana yapabiliriz demek değildir. Hayır. Öğretileri yaymak da kīrtandır. Abhavad vaiyāsaki-kīrtane. Vyāsadeva'nın oğlu Vaiyāsaki, Śukadeva Gosvāmī, yalnızca Śrīmad-Bhāgavatam'ı anlattı ve mükemmel hale geldi. Abhavad vaiyāsaki-kīrtane. Śrī-viṣṇu-śravaṇe parīkṣit. Parīkṣit Mahārāja yalnızca dinledi; mükemmel hale geldi. Ve Śukadeva Gosvāmīyalnızca anlattı. O da kīrtandır. Öyleyse bu da kīrtan. Prabodhānanda Sarasvatī'nin bize öğrettiği gibi, he sādhavaḥ sakalam eva vihāya dūrād caitanya-candra-caraṇe kurutānurāgam: "Siz sādhusunuz, en iyi insansınız, ama benim ricam bu." Bu alçakgönüllülüktir. Eğer " Ah siz bir karmīsiniz, siz bir mūḍhasınız..."derseniz, aslında bir mūḍha, ama demeyin... Başlangıçta derseniz, o zaman hiç konuşma fırsatı olmayacak. O bir mūḍha, şöyle ki yok... Gece gündüz domuzlar ve köpekler gibi duyu tatmini için çalışıyr, kesinlikle mūḍha, karmī. Aynı şekilde, jñānīlerde sadece tahminlerde bulunuyorlar. Bu mantık, kākā-taliya nyāya: "Karga önce hurma meyvesinin üzerine oturdu da mı hurma düştü? Yoksa hurma düştü de o yüzden karga hurma meyvesinin üstüne oturamadı mı? Mantık. Bir paṇḍita dedi ki: "Hayır, hayır. Evvela hurma meyvesi düştü ve kargada üzerine oturmak istedi , o yüzden oturamadı." Şimdi başka bir paṇḍita der ki, "Hayır, hayır. Hurma meyvesi ordaydı ve karga üstüne oturduğu için düştü." Artık bu mantıktır. Tahminlerde bulunarak boşa zaman harcıyorlar. Kākā-taliya nyāya. Kupa-manduka-nyāya.