TR/Prabhupada 0809 - "Kötünün-işi" Kısaca "Demokrasi"

Revision as of 01:31, 20 August 2015 by Rishab (talk | contribs) (Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0809 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1974 Category:TR-Quotes - L...")
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Invalid source, must be from amazon or causelessmery.com

740928 - Lecture SB 01.08.18 - Mayapur

Kuntī haladır, pisimā, Kṛṣṇa'nın halasıdır. Vasudeva'nın kızkardeşi, Kuntī. Dolayısıyla Kṛṣṇa, Kurukṣetra Savaşını bitirdikten sonra Dvārakā'ya geri dönerken, ve Mahārāja Yudhiṣṭhira'yı tahta yerleştirirken... Onun vazifesi... Onun vazifesi Duryodhana'nın kapı dışarı edilip Yudhiṣṭhira'nın tahta oturması gerektiğiydi. Dharma, Dharmarāja.

Bu Kṛṣṇa'nın ya da Tanrının arzusuydu, şöyle ki devletin idari başkanı Mahārāja Yudhiṣṭhira kadar dindar olmalıydı. Tasarı buydu. Ne yazık ki, insanlar bunu istemiyor. Şimdi şu demokrasiyi keşfettiler. Demokrasi -"Kötünün-işi" (İngilizce democracy ve demon-cracy ses benzerliği) 'kötünün-işi' (İngilizce yazılışla) kısa yoldan 'demokrasidir.' Tüm kötüler ve düzenbazlar bir şekilde oylarla biraraya toplanır ve koltuğu işgal ederler ve bu iş yağmalamadır. Bu iş yağmalamadır. Bunun üzerine çok konuşursak çok lehte olmayacaktır ama śāstraya göre... Biz śāstraya göre konuştumuzdan demokrasi düzenbazların ve yağmacıların cemiyeti anlamına gelir. Śrīmad-Bhāgavatam'da ki ifade budur. Dasyu-dharmabhiḥ. Bu hükümetin hepsi dasyu olacaktır. Dasyu yağmacı demektir. Yankesici değil. Yankesici, öyle ya da böyle eğer siz anlamazsanız, cebinizden birşey alır ve yağmacı veya dasyu ise sizi yakalar ve zorla, "Paranı ayırmazsan, seni öldürürüm." Onlara dasyu denir. Yani, günümüz Kali çağında hükümet adamları dasyu olacak. Bu Śrīmad-Bhāgavatam'da belirtilir. Dasyu-dharmabhiḥ. Pratikte görebilirsiniz, görebiliriz. Paranızı tutamıyorsunuz. Alın teriyle kazanıyorsunuz ama altını tutamıyorsunuz, mücevheri tutamıyorsunuz, parayı tutamıyorsunuz. Kanunla geri alacaklar. Dolayısıyla kanun yapıyorlar... Yudhiṣṭhira Mahārāja tam tersiydi. Her vatandaşın oldukça mutlu olduğunu görmek istedi öyle ki aşırı sıcaktan ve aşırı soğuktan sıkıntı çekmeyecek kadar. Ati-vyādhi. Hiç bir hastalıktan çekmiyorlardı, hiç bir aşırı iklim etkisinden çekmiyorlardı, çok güzel yiyorlardı ve insan ve mülk güvencesini hissediyorlardı. Bu Yudhiṣṭhira Mahārāj'dı. Sırf Yudhiṣṭhira Mahārāj da değil. Neredeyse bütüm krallar böyleydi.

Dolayısıyla Kṛṣṇa özgün kraldır. Çünkü O burada puruṣam ādyam īśvaram diye ifade edilir. Īśvaram denetçi anlamına gelir. O özgün denetçidir. Bu Bhagavad-gītā'da belirtilir. Mayādhyakṣeṇa. Mayādhyakṣeṇa prakṛtiḥ sūyate sa-carācaram (BG 9.10). Bu harikulade şeylerin olup bittiği maddi doğa bile Kṛṣṇa tarafından kontrol edilir. Bunun anlaşılması gerekir. O yüzden biz Bhagavad-gītā'yı, Śrīmad-Bhāgavatam'ı ve diğer Vedik yazınları okuyoruz. Amaç nedir? Amaç, vedaiś ca sarvair aham eva vedyam (BG 15.15). Amaç Kṛṣṇa'yı anlamaktır. Kṛṣṇa'yı anlamazsanız, o zaman sözde Veda, Vedānta ve Upaniṣad okumalarınız gereksiz zaman kaybıdır. Dolayısıyla Kuntī doğrudan diyor ki, "Benim sevgili Kṛṣṇa'm, Sen ādyaṁ puruṣam, özgün kişisin. Ve īśvaram. Sen sıradan bir kişi değilsin. Sen yüce denetçisin." Kṛṣṇa anlayışı budur. Īśvaraḥ paramaḥ kṛṣṇaḥ (BS 5.1). Herkes denetçi ama yüce denetçi Kṛṣṇa'dır.