AZ/Prabhupada 0009 - Sadiq Olan Oğru

Revision as of 13:48, 6 July 2015 by Asli (talk | contribs) (Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Azerbaijani Pages with Videos Category:Prabhupada 0009 - in all Languages Category:AZ-Quotes - 1972 Category:AZ-Quotes...")
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Invalid source, must be from amazon or causelessmery.com

Lecture on SB 1.2.12 -- Los Angeles, August 15, 1972

Kṛṣṇa Bhagavad-gītā'da der ki: (BG 7.25) nāhaṁ prakāśaḥ sarvasya yoga-māyā-samāvṛtaḥ "Ben herkese görünmem. Yogamāyā, yogamāyā örtmektedir." Tanrı'yı nasıl görebilirsiniz? Fakat bu ahmaklık devam ediyor, "Bana Tanrı'yı gösterebilir misin? Tanrı'yı gördün mü?" Tanrı tıpkı bir oyuncak gibi olmuştur. "Tanrı burada. O Tanrı'nın enkarnasyonudur." (BG 7.15) Na māṁ duṣkṛtino mūḍhāḥ prapadyante narādhamāḥ Onlar günahkar, ahmak, aptal, insanlığın en aşağılıklarıdır. Şöyle soruyorlar: "Bana Tanrı'yı gösterebilir misin?" Tanrı'yı görebilecek ne özellikler elde ettin ki? Nitelik burada. Nedir? Tac chraddadhānā munayaḥ. Kişi önce inançlı olmalıdır. İnançlı. Śraddadhānāḥ. Aslında, Tanrı'yı görmek için çok istekli olmalıdır. Meyilli, havai bir şekilde değil, "Bana Tanrı'yı gösterebilir misin?" Sihir gibi, sanki Tanrı bir sihirmiş gibi. Hayır. Çok ciddi olmalıdır. "Evet, eğer Tanrı varsa... Biz gördük, Tanrı hakkında bilgilendirildik. Bu yüzden görmeliyim."

Bu bağlantıda bir hikaye vardır. Çok öğreticidir; dinlemeye çalışın. Bir profosyonel hatip Bhāgavata hakkında konuşuyordu, ve Kṛṣṇa'nın tüm mücevherlerle zengince donatıldığını anlatıyordu. Ormandaki ineklere göz kulak olması için gönderildi. Bu toplantıda bir hırsız vardı. "Neden o zaman Vṛndāvana'ya giderek bu çocuğu yağmalamayayım?" diye düşündü. Ormanda birçok değerli mücevherlerle. Oraya gidip çocuğu yakalarım ve tüm mücevherleri alırım." Onun eğilimi buydu. Böylece çok ciddi olarak "Bu çocuğu bulmalıyım. Sonrasında bir gecede milyoner olacağım. Çok fazla mücevher. Hayır." Oraya gitti, fakat onun niteliği "Kṛṣṇa'yı görmeliyim idi, Kṛṣṇa'yı görmeliyim." Bu endişe, isteklilik onun Vṛndāvana'da Kṛṣṇa'yı görmesini sağladı. Kṛṣṇa'yı tıpkı Bhāgavata okuyucusunun bilgilendirdiği şekilde görmüştü. Sonrasında gördü, "Oh, oh sen çok güzel bir çocuksun, Kṛṣṇa." Böylece methetmeye başladı. "Methederken, tüm mücevherleri alırım" diye düşündü. Gerçek amacına niyet ettiğinde, "Bu mücevherlerin birazını alabilir miyim? Sen çok zenginsin." "Hayır, hayır, hayır. Sen... Annem kızacak. Yapamam..." Bir çocuk olarak Kṛṣṇa. Böylece Kṛṣṇa için gittikçe daha fazla istekli oldu. Ve sonra... Kṛṣṇa'nın birlikteliğiyle arınmıştı. En sonunda Sonrasında o hemen bir adanan olmuştu. Çünkü Kṛṣṇa'nın birlikteliğiyle...

Öyle ya da böyle, Kṛṣṇa ile temasa geçmeliyiz. Öyle ya da böyle. O zaman arınacağız.