TR/Prabhupada 0022 - Krişna'nın Karnı Aç Değil

Revision as of 09:33, 2 April 2015 by Asli (talk | contribs) (Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0022 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1974 Category:TR-Quotes - L...")
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Invalid source, must be from amazon or causelessmery.com

Lecture on SB 1.8.18 -- Chicago, July 4, 1974

Kṛṣṇa der ki "Benim adananım, sevgiyle," yo me bhaktyā prayacchati. Kṛṣṇa'nın karnı aç değil. Kṛṣṇa aç olduğu için senin sunduklarını kabul etmek üzere gelmedi. Hayır. O aç değil. O kendi halinden memnundur ve spiritüel alemde O'na hizmet ediliyor, lakṣmī-sahasra-śata-sambhrama-sevyamānam, O'na yüzlerce binlerce bereket tanrıçası tarafından hizmet ediliyor. Ama Kṛṣṇa o kadar merhametli ki, eğer Kṛṣṇa'yı cidden seviyorsan, O senin patraṁ puṣpamını kabul etmek için burda. Fakirlerin en fakiri de olsan, O ne topalayabilirsen kabul edecektir, küçük bir yaprak, biraz su, küçük bir çiçek. Dünyanın herhangi bir yerinde, herkes bir şeylerelde edip Kṛṣṇa'ya sunabilir. "Kṛṣṇa, benim Sana sunacak hiçbir şeyim yok, çok fakirim. Lütfen bunu kabul et." Kṛṣṇa kabul edecektir. Kṛṣṇa, tad aham aśnāmi, "Ben yerim" der. Önemli olan bhaktidir, şefkattir, sevgidir.

Burada alakṣyam denir. Kṛṣṇa görünür değildir, Tanrı görünür değildir, ama O o kadar nazik ki materyal gözlerine görünür bir şekilde, önüne çıktı. Kṛṣṇa bu materyal dünyada materyal gözlerle görünebilir değildir. Aynı Kṛṣṇa'nın önemli küçük parçaları gibi. Biz Kṛṣṇa'nın önemli küçük parçalarıyız, bütün canlılar, ama biz birbirimizi görmüyoruz. Beni göremezsiniz, ben de sizi göremiyorum. "Hayır, seni görüyorum." Ne görüyorsun? Benim bedenimi görüyorsun. Ruh bedenden gittiğinde neden "Babam gitti" diye ağlıyorsun? Baba neden gitsin ki? Baban burada yatıyor. O zaman ne görüyorsun? Orada babanın ölü bedeninin görüyorsun, babanı değil. Kṛṣṇa'nın parçasını, ruhu, göremezken Kṛṣṇa'yı nasıl görebilirsin? Bu yüzden śāstra da der ki, ataḥ śrī-kṛṣṇa-nāmādi na bhaved grāhyam indriyaiḥ (CC Madhya 17.136). Bu kör materyal gözler Kṛṣṇa'yı göremez ya da Kṛṣṇa'nın ismini duyamaz, nāmādi. Nāma isim demektir. Nāma isim, biçim, nitelik, meşgale demektir. Bunlar kör materyal gözler ya da duyular ile anlaşılamaz. Ancak onlar arınırsa, sevonukhe hi jihvādau, adanmışlık hizmeti ile arınırsa, Kṛṣṇa'yı her zaman her yerde görebilirsiniz. Ancak sıradan bir insana, alakṣyam: görünmez. Kṛṣṇa her yerdedir, Tanrı her yerdedir, aṇḍāntara-stha-paramāṇu-cayāntara-stham. Demek ki alakṣyam sarva-bhūtānām. Kṛṣṇa hem içerde hem dışarda olmasına rağmen, Kṛṣṇa'yı görecek gözlerimiz olmadıkça Kṛṣṇa'yı göremeyiz.

Demek ki Kṛṣṇa bilinci hareketi Kṛṣṇa'yı görebilmek için gözlerimizi açmak içindir, ve eğer Kṛṣṇa'yı görebilirseniz, antah bahih, o zaman hayatınız başarılı olmuş demektir. Bu yüzden śāstra, antar bahir der.

antar bahir yadi haris tapasā tataḥ kiṁ
nāntar bahir yadi haris tapasā tataḥ kim

Herkes mükemmel olmaya çalışıyor, ama mükemmellik demek kişi hem içte hem dışta Kṛṣṇa'yı görebildiği zaman demektir. Mükemmellik budur.