TR/Prabhupada 0053 - İlk İş Duymalıyız: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0053 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1973 Category:TR-Quotes - L...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 7: Line 7:
[[Category:TR-Quotes - in India]]
[[Category:TR-Quotes - in India]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0052 - Bhakta ve Karmi Arasındaki Fark|0052|TR/Prabhupada 0054 - Herkes Krişna'ya Ancak Sıkıntı Veriyor|0054}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 15: Line 18:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|x-8sNo45KGI|First Thing is We Must Hear - Prabhupāda 0053}}
{{youtube_right|5dBDpLcBZFI|İlk İş Duymalıyız <br />- Prabhupāda 0053}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/731108SB.DEL_clip.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/731108SB.DEL_clip.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 27: Line 30:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Biz de prakṛtiyiz. Biz de Tanrı'nın enerjisiyiz. Ve biz maddenin kaynaklarını kullanmaya çalıştığımızdan dolayı maddi şeylerin değeri var. Yoksa hiç değeri yoktur, sıfır. Ama bizim işimiz... Burada anlatılıyor, madde ile ilişki halinde olduğumuzdan... Madde bizim işimiz değil. Bizim tek işimiz maddenin dışına nasıl çıkacağımız. Gerçek işimiz bu. Bu işi istiyorsanız, reçetesi burada. Nedir o? Śrotavyaḥ kīrtitavyaś ca. Duymazsanız, pozisyonunuzu nasıl anlayabilirsiniz? Tanrı'yı, Kṛṣṇa'yı anladığınızda, onun ayrılmaz bir parçası olduğunuzu anladığınızda, ya da Kṛṣṇa'yı anladığınızda, o zaman pozisyonunuzu anlayabilirsiniz: "Oh, Biz Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyız." Kṛṣṇa Yüce Şahıs'tır, ṣaḍ-aiśvarya-pūrṇam, tüm zenginliklerle doludur. Aynı sokakta dolaşan deli bir oğul gibi, iyi bir beyinle "Benim babam çok zengin, çok güçlü ve ben neden deli bir adam gibi sokaklarda dolanıyorum?" Yemeğim yok, barınağım yok. Kapı kapı gidip dileniyorum,"diye anladığında, o zaman bilinci yerine gelir. Buna brahma-bhūta ([[Vanisource:SB 4.30.20|SB 4.30.20]]) aşaması denir. "Ah ben, ben bu madde değilim. Ben bir ruhum, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım."
Biz de prakṛtiyiz. Biz de Tanrı'nın enerjisiyiz. Ve biz maddenin kaynaklarını kullanmaya çalıştığımızdan dolayı maddi şeylerin değeri var. Yoksa hiç değeri yoktur, sıfır. Ama bizim işimiz... Burada anlatılıyor, madde ile ilişki halinde olduğumuzdan... Madde bizim işimiz değil. Bizim tek işimiz maddenin dışına nasıl çıkacağımız. Gerçek işimiz bu. Bu işi istiyorsanız, reçetesi burada. Nedir o? Śrotavyaḥ kīrtitavyaś ca. Duymazsanız, pozisyonunuzu nasıl anlayabilirsiniz? Tanrı'yı, Kṛṣṇa'yı anladığınızda, onun ayrılmaz bir parçası olduğunuzu anladığınızda, ya da Kṛṣṇa'yı anladığınızda, o zaman pozisyonunuzu anlayabilirsiniz: "Oh, Biz Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyız." Kṛṣṇa Yüce Şahıs'tır, ṣaḍ-aiśvarya-pūrṇam, tüm zenginliklerle doludur. Aynı sokakta dolaşan deli bir oğul gibi, iyi bir beyinle "Benim babam çok zengin, çok güçlü ve ben neden deli bir adam gibi sokaklarda dolanıyorum?" Yemeğim yok, barınağım yok. Kapı kapı gidip dileniyorum,"diye anladığında, o zaman bilinci yerine gelir. Buna brahma-bhūta ([[Vanisource:BG 18.54 (1972)|BG 18.54]]) aşaması denir. "Ah ben, ben bu madde değilim. Ben bir ruhum, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım."


Bilinç budur. Biz bu bilinci canlandırmaya çalışıyoruz. İnsanlara verebileceğimiz en iyi sosyal hizmet budur, kaybolan bilinçlerini canlandırmaktır. Aptalca şöyle düşünür "Ben maddi üründenim ve bu maddi dünyada ki şeylerimi düzeltmek zorundayım." Bu aptallıktır. Asıl zeka Brahma-bhūta, ahaṁ brahmāsmi'dir. ahaṁ brahmāsmi "Ben Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım. Tanrı yüce Brahman'dır." Ben parçası olarak..." Aynı altının, altın madeninin ayrılmaz bir parçası gibi, küçük bir küpe olabilir, ama o da altındır. Benzer şekilde, deniz suyunun ufak bir parçası da aynı özelliği taşır, tuzludur. Benzer şekilde, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçası olarak biz de aynı özellikleri taşırız. Niteliksel olarak biriz. Neden sevgiye özlem duyarız? Çünkü Kṛṣṇa'da sevgi var. Rādhā-Kṛṣṇa'ya tapıyoruz. Orjinal olarak sevgi var. Bu sebeple, Tanrı'nın ayrılmaz parçaları olarak biz de sevmeye çalışıyoruz. Bir erkek bir kadını sevmeye çalışıyor, kadın erkeği sevmeye çalışıyor. Bu doğal. Bu yapay değil. Ama materyal örtü altında saptırılmış. Kusuru bu. Bu maddi örtüden kurtulduğumuz zaman, biz niteliksel olarak ānandamayo 'bhyāsāt (Vedānta-sūtra 1.1.12), neşeyle... Kṛṣṇa'nın her zaman dans ediyor olması gibi... Kṛṣṇa'yı asla... Kṛṣṇa resmi görmüşsünüzdür. Kāliya yılanı ile savaşıyor. Dans ediyor. Yılandan korkmuyor. Dans ediyor. Rāsa-līlā'da gopīlerle dans ettiği gibi, benzer şekilde yılan ile dans ediyor. Çünkü O ānandamayo 'bhyāsāt. O ānandamayadır, her zaman neşelidir. Her zaman. Görüyorsunuz Kṛṣṇa... Kṛṣṇa... Kurukṣetra'da savaşın sürüyor olması gibi. Kṛṣṇa neşeli. Arjuna somurtuyor çünkü o yaşayan bir canlı, ama O somurtmaz. Neşelidir. Bu Tanrı'nın doğasıdır. Ānandamayo 'bhyāsāt. Sūtra böyle, Brahma-sūtra'da "Tanrı ānandamayadır, her zaman neşeli ve mutludur." Siz de eve geri döndüğünüzde, Tanrı'ya geri döndüğünüzde neşeli olabilirsiniz. Sorunumuz bu.  
Bilinç budur. Biz bu bilinci canlandırmaya çalışıyoruz. İnsanlara verebileceğimiz en iyi sosyal hizmet budur, kaybolan bilinçlerini canlandırmaktır. Aptalca şöyle düşünür "Ben maddi üründenim ve bu maddi dünyada ki şeylerimi düzeltmek zorundayım." Bu aptallıktır. Asıl zeka Brahma-bhūta, ahaṁ brahmāsmi'dir. ahaṁ brahmāsmi "Ben Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım. Tanrı yüce Brahman'dır." Ben parçası olarak..." Aynı altının, altın madeninin ayrılmaz bir parçası gibi, küçük bir küpe olabilir, ama o da altındır. Benzer şekilde, deniz suyunun ufak bir parçası da aynı özelliği taşır, tuzludur. Benzer şekilde, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçası olarak biz de aynı özellikleri taşırız. Niteliksel olarak biriz. Neden sevgiye özlem duyarız? Çünkü Kṛṣṇa'da sevgi var. Rādhā-Kṛṣṇa'ya tapıyoruz. Orjinal olarak sevgi var. Bu sebeple, Tanrı'nın ayrılmaz parçaları olarak biz de sevmeye çalışıyoruz. Bir erkek bir kadını sevmeye çalışıyor, kadın erkeği sevmeye çalışıyor. Bu doğal. Bu yapay değil. Ama materyal örtü altında saptırılmış. Kusuru bu. Bu maddi örtüden kurtulduğumuz zaman, biz niteliksel olarak ānandamayo 'bhyāsāt (Vedānta-sūtra 1.1.12), neşeyle... Kṛṣṇa'nın her zaman dans ediyor olması gibi... Kṛṣṇa'yı asla... Kṛṣṇa resmi görmüşsünüzdür. Kāliya yılanı ile savaşıyor. Dans ediyor. Yılandan korkmuyor. Dans ediyor. Rāsa-līlā'da gopīlerle dans ettiği gibi, benzer şekilde yılan ile dans ediyor. Çünkü O ānandamayo 'bhyāsāt. O ānandamayadır, her zaman neşelidir. Her zaman. Görüyorsunuz Kṛṣṇa... Kṛṣṇa... Kurukṣetra'da savaşın sürüyor olması gibi. Kṛṣṇa neşeli. Arjuna somurtuyor çünkü o yaşayan bir canlı, ama O somurtmaz. Neşelidir. Bu Tanrı'nın doğasıdır. Ānandamayo 'bhyāsāt. Sūtra böyle, Brahma-sūtra'da "Tanrı ānandamayadır, her zaman neşeli ve mutludur." Siz de eve geri döndüğünüzde, Tanrı'ya geri döndüğünüzde neşeli olabilirsiniz. Sorunumuz bu.  


Öyleyse oraya nasıl gideceğiz? Öncelikle duymamız gerekir. Śrotavyaḥ. Sadece Tanrı'yı duymaya çalışın, onun Krallığını, nasıl hareket ettiğini, neşesini. Bunlar duyulmalıdır. Śravaṇam. İkna olduğunuz anda "Oh, Tanrı çok hoş," o zaman bu haberleri tüm dünyaya göstermeye ya da duyurmaya can atacaksınız. Bu kīrtanamdır. Bu kīrtanamdır.
Öyleyse oraya nasıl gideceğiz? İlk iş duymalıyız. Śrotavyaḥ. Sadece Tanrı'yı duymaya çalışın, onun Krallığını, nasıl hareket ettiğini, neşesini. Bunlar duyulmalıdır. Śravaṇam. İkna olduğunuz anda "Oh, Tanrı çok hoş," o zaman bu haberleri tüm dünyaya göstermeye ya da duyurmaya can atacaksınız. Bu kīrtanamdır. Bu kīrtanamdır.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 10:57, 3 October 2018



Lecture on SB 2.1.5 -- Delhi, November 8, 1973

Biz de prakṛtiyiz. Biz de Tanrı'nın enerjisiyiz. Ve biz maddenin kaynaklarını kullanmaya çalıştığımızdan dolayı maddi şeylerin değeri var. Yoksa hiç değeri yoktur, sıfır. Ama bizim işimiz... Burada anlatılıyor, madde ile ilişki halinde olduğumuzdan... Madde bizim işimiz değil. Bizim tek işimiz maddenin dışına nasıl çıkacağımız. Gerçek işimiz bu. Bu işi istiyorsanız, reçetesi burada. Nedir o? Śrotavyaḥ kīrtitavyaś ca. Duymazsanız, pozisyonunuzu nasıl anlayabilirsiniz? Tanrı'yı, Kṛṣṇa'yı anladığınızda, onun ayrılmaz bir parçası olduğunuzu anladığınızda, ya da Kṛṣṇa'yı anladığınızda, o zaman pozisyonunuzu anlayabilirsiniz: "Oh, Biz Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyız." Kṛṣṇa Yüce Şahıs'tır, ṣaḍ-aiśvarya-pūrṇam, tüm zenginliklerle doludur. Aynı sokakta dolaşan deli bir oğul gibi, iyi bir beyinle "Benim babam çok zengin, çok güçlü ve ben neden deli bir adam gibi sokaklarda dolanıyorum?" Yemeğim yok, barınağım yok. Kapı kapı gidip dileniyorum,"diye anladığında, o zaman bilinci yerine gelir. Buna brahma-bhūta (BG 18.54) aşaması denir. "Ah ben, ben bu madde değilim. Ben bir ruhum, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım."

Bilinç budur. Biz bu bilinci canlandırmaya çalışıyoruz. İnsanlara verebileceğimiz en iyi sosyal hizmet budur, kaybolan bilinçlerini canlandırmaktır. Aptalca şöyle düşünür "Ben maddi üründenim ve bu maddi dünyada ki şeylerimi düzeltmek zorundayım." Bu aptallıktır. Asıl zeka Brahma-bhūta, ahaṁ brahmāsmi'dir. ahaṁ brahmāsmi "Ben Tanrı'nın ayrılmaz bir parçasıyım. Tanrı yüce Brahman'dır." Ben parçası olarak..." Aynı altının, altın madeninin ayrılmaz bir parçası gibi, küçük bir küpe olabilir, ama o da altındır. Benzer şekilde, deniz suyunun ufak bir parçası da aynı özelliği taşır, tuzludur. Benzer şekilde, Tanrı'nın ayrılmaz bir parçası olarak biz de aynı özellikleri taşırız. Niteliksel olarak biriz. Neden sevgiye özlem duyarız? Çünkü Kṛṣṇa'da sevgi var. Rādhā-Kṛṣṇa'ya tapıyoruz. Orjinal olarak sevgi var. Bu sebeple, Tanrı'nın ayrılmaz parçaları olarak biz de sevmeye çalışıyoruz. Bir erkek bir kadını sevmeye çalışıyor, kadın erkeği sevmeye çalışıyor. Bu doğal. Bu yapay değil. Ama materyal örtü altında saptırılmış. Kusuru bu. Bu maddi örtüden kurtulduğumuz zaman, biz niteliksel olarak ānandamayo 'bhyāsāt (Vedānta-sūtra 1.1.12), neşeyle... Kṛṣṇa'nın her zaman dans ediyor olması gibi... Kṛṣṇa'yı asla... Kṛṣṇa resmi görmüşsünüzdür. Kāliya yılanı ile savaşıyor. Dans ediyor. Yılandan korkmuyor. Dans ediyor. Rāsa-līlā'da gopīlerle dans ettiği gibi, benzer şekilde yılan ile dans ediyor. Çünkü O ānandamayo 'bhyāsāt. O ānandamayadır, her zaman neşelidir. Her zaman. Görüyorsunuz Kṛṣṇa... Kṛṣṇa... Kurukṣetra'da savaşın sürüyor olması gibi. Kṛṣṇa neşeli. Arjuna somurtuyor çünkü o yaşayan bir canlı, ama O somurtmaz. Neşelidir. Bu Tanrı'nın doğasıdır. Ānandamayo 'bhyāsāt. Sūtra böyle, Brahma-sūtra'da "Tanrı ānandamayadır, her zaman neşeli ve mutludur." Siz de eve geri döndüğünüzde, Tanrı'ya geri döndüğünüzde neşeli olabilirsiniz. Sorunumuz bu.

Öyleyse oraya nasıl gideceğiz? İlk iş duymalıyız. Śrotavyaḥ. Sadece Tanrı'yı duymaya çalışın, onun Krallığını, nasıl hareket ettiğini, neşesini. Bunlar duyulmalıdır. Śravaṇam. İkna olduğunuz anda "Oh, Tanrı çok hoş," o zaman bu haberleri tüm dünyaya göstermeye ya da duyurmaya can atacaksınız. Bu kīrtanamdır. Bu kīrtanamdır.