TR/Prabhupada 0100 - Biz Ebediyen Krişna ile İlişkiliyiz

Revision as of 11:05, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture on SB 6.1.8 -- New York, July 22, 1971

O halde biz sonsuza dek Kṛṣṇa ile ilişkiliyiz. Şu anda bu yalnızca unutulmuş, bastırılmış durumda. Bu yüzden Kṛṣṇa ile bir ilişkimiz olmadığını düşünüyoruz. Ama gerçek bu değil. Biz Kṛṣṇa'nın önemli küçük parçası olduğumuz için, ilişkimiz ebedi. Sadece bunu canlandırmamız gerekiyor. Kṛṣṇa bilinci budur. Kṛṣṇa bilincinin anlamı... Biz şu anda farklı bir bilinçteyiz. Ben Hintli olduğumu düşünüyorum. Bir başkası "Ben Amerikalıyım" diye düşünüyor. Birisi "Ben şuyum, ben buyum" diye düşünüyor. Ama asıl düşünce "Ben Kṛṣṇa'ya aidim" olmalı. Krişna bilinci budur. "Ben Krişna'ya aidim." Ve Kṛṣṇa bilincinde ilişki, Kṛṣṇa herkes için olduğundan, bu nedenle ben de herkesin olurum. Sadece anlamaya çalışın. Hindistan'da sistem bir kız bir erkekle evlendiği zaman, yani, sizin ülkenizde de böyle, heryerde böyle, aynı sistem var. Erkeğin kuzeni kıza "Teyze" demeye başlar. Şimdi, o nasıl teyze olur? Bunun nedeni, kocasıyla ilişkilidir. Evlilikten önce teyze değildi ama evlendiği anda kocasıyla ilişkisinden dolayı, kocasının kuzeni onun da kuzeni haline gelir. Sadece bu örneği anlamaya çalışın. Benzer şekilde, eğer biz Kṛṣṇa ile olan ilişkimizi ya da özgün ilişkimizi tekrar kurarsak, ve Kṛṣṇa herkes içindir, o nedenle ben de herkes için olurum. Bu gerçek evrensel sevgidir. Yapay, sözde evrensel sevgi merkez noktasıyla olan ilişkinizi kurmamışsanız, kurulamaz. Sizin Amerikalı olmanız gibi. Neden? Çünkü siz bu ülkede doğdunuz. Yani diğer bir Amerikalı sizin ülkenizin bir üyesi, ama eğer siz başka bir şey olsanız, o zaman diğer bir Amerikalıyla hiçbir ilişkiniz kalmaz. Yani Kṛṣṇa ile olan ilişkimizi tekrar kurmak zorundayız. O zaman evrensel kardeşlik, adalet, barış, zenginlik gelecektir. Yoksa bunun imkanı yok. Asıl nokta gözden kaçıyor. Nasıl adalet ve barış olabilir? Bu mümkün değil.

Bu yüzden Bhagavad-gītā'da barışın formülü verilmiştir. Barışın formülü kişinin, Kṛṣṇa'nın tek zevk alan olduğunu anlamasıdır. Aynı bu tapınakta bizim merkezi noktamızın Kṛṣṇa olması gibi. Eğer yemek yapıyorsak, bu Kṛṣṇa için, kendimiz için pişirmiyoruz. Sonuç olarak, prasādamı yiyecek olsak da pişirirken, kendimiz için pişirdiğimizi düşünmüyoruz. Biz Kṛṣṇa için yemek yapıyoruz. Dışarı bağış toplamaya gittiğinizde, kīrtana grubunda olanların herhangi bir kişisel bir çıkarları var demek değil. Hayır. Onlar topluyorlar ya da edebi eserleri dağıtıyorlar, Kṛṣṇa'nın hatırına, insanları Kṛṣṇa bilinçli hale getirmek için. Ve her ne toplanmışsa, bu Kṛṣṇa için harcanıyor. Dolayısıyla bu şekilde, her şeyin Kṛṣṇa için olduğu bu hayat sistemini uyguladığımızda, bu Kṛṣṇa bilincidir. Aynı şey, ne yapıyorsak yapmak zorundayız. Sadece bilinci değiştirmemiz gerekiyor, "Ben bunu Kṛṣṇa için yapıyorum, kendi kişisel çıkarım için değil." Bu şekilde, Kṛṣṇa bilincimizi geliştirirsek, o zaman özgün bilincimize gelebiliriz. O zaman mutlu oluruz.

Özgün bilincimize gelmediğimiz sürece, farklı derecelerde deliyizdir. Kṛṣṇa bilincinde olmayan herkese, deli gözüyle bakılması gerekir çünkü geçici süreksiz bir platformdan konuşuyordur. Bu sona erecek. Ama biz, canlı varlıklar ebediyiz. O yüzden geçici işler bizim işimiz değil. Bizim işimizin de ebedi olması gerekir çünkü biz ebediyiz. Ve bu ebedi iş de Kṛṣṇa'ya nasıl hizmet edileceğidir. Nasıl ki parmak vücudumun önemli küçük bir parçası ise, ama parmağın asıl görevi bu bedene nasıl hizmet edeceğidir, hepsi bu. Burada, onun başka işi yoktur. Ve parmağın sağlıklı durumu budur. Eğer tüm bedene hizmet edemiyorsa, bu hastalıklı durumudur. Benzer şekilde, Kṛṣṇa ebedidir, biz de ebediyiz. Nityo nityānāṁ cetanaś cetanānām (Kaṭha Upaniṣad 2.2.13). Bunlar Vedik talimatlardır. En yüce ebedi olan Śrī Kṛṣṇadır ve biz de ebediyiz. Biz en yüce olan değiliz; biz onun altındayız. Nityo nityānāṁ cetanaś cetanānām. O en yüce canlı varlık ve biz de onun altında bulunan canlı varlıklarız. Eko bahūnāṁ yo vidadhāti kāmān. O tek canlı varlık, tek ebedi olan, O yaşamın tüm ihtiyaçlarını çoğul sayıda olan ebediler için tedarik ediyor. Eko bahūnām, sınırsız sayıda canlı varlık. Sayamazsınız. Bahūnām. Bizim ilişkimiz budur. O yüzden, önemli küçük parçalar olarak, Kṛṣṇa'ya hizmet etmek zorundayız, ve biz O'nun altındayız. O bizim ihtiyaçlarımızı karşılıyor. O en Yüce Baba. Normal hayat ve kurtuluşa ermiş hayat budur. Bu Kṛṣṇa bilinci kavramı ötesindeki her yaşam, günahkar bir yaşamdır.