TR/Prabhupada 0109 - Hiçbir Tembel Adama Müsamaha Etmiyoruz: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0109 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1976 Category:TR-Quotes - L...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 7: Line 7:
[[Category:TR-Quotes - in India, Vrndavana]]
[[Category:TR-Quotes - in India, Vrndavana]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0108 - Basım ve Çeviri Devam Etmeli|0108|TR/Prabhupada 0110 - Önceki Acaryanın Kuklası Olun|0110}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 15: Line 18:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|B4sIFcGClso|We do Not Allow any Lazy Man - Prabhupāda 0109}}
{{youtube_right|DcsViXjKvUk|Hiçbir Tembel Adama Müsamaha Etmiyoruz <br />- Prabhupāda 0109}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/760921SB.VRN_clip3.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/760921SB.VRN_clip3.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 27: Line 30:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Dharmanız sizin mesleki göreviniz anlamına gelir. Bir mühendis olduğunuzu farzedin. Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Ya da bir tıp adamı, ya da bir iş adamı ya da herhangi biri- herkes birşey yapmak zorunda. Boş boş oturup geçiminizi sağlayamazsınız. Bir aslan olsanız bile çalışmak zorundasınız. Na hi suptasya siṁhasya praviśanti mukhe mṛgāḥ. Bu... Maddi dünya böyle. Bir aslan kadar güçlü olsanız bile, uyuyamazsınız. "Ben bir aslanım, ormanın kralıyım. Bırakın uyuyayım ve hayvanın biri gelip ağzıma girer." diye düşünüyorsanız, hayır, bu mümkün değil. Hayvan bile olsanız, bir hayvanı yakalamak zorundasınız. O zaman yemek yemeniz mümkün olur. Aksi halde açlıktan ölmek zorunda kalacaksınız. Bu sebeple Kṛṣṇa diyor ki, niyataṁ kuru karma tvaṁ karma jyāyo hy akarmaṇaḥ. "Görevinizi yapmalısınız." Śarīra-yātrāpi ca te na prasiddhyed akarmaṇaḥ. Sanmayın ki... Ahmak olan der ki "Kṛṣṇa bilinci hareketi insanlara kaçmayı öğretiyor. Onlar ..." Hayır, bu Kṛṣṇa'nın talimatı değil. Biz hiçbir tembel adama müsamaha etmiyoruz. Meşgul olmak zorunda. Bu Kṛṣṇa bilinci hareketidir. Kṛṣṇa'nın talimatı budur. Niyataṁ kuru karma. Arjuna savaşmayı reddediyordu. Şiddete başvurmayan bir beyefendi olmaya çalışıyordu. Kṛṣṇa ona izin vermedi. "Hayır, hayır, bunu yapamazsın. Bu senin zayıflığın." Kutas tvā kaśmalam idaṁ viṣame samupasthitam: "Kendini ahmak olarak gösteriyorsun. Bu anārya-juṣṭamdır. Bu çeşit bir teklif anārya, medeniyetsiz bir adam içindir. Bunu yapma." Bu Kṛṣṇa'nın... Öyleyse Kṛṣṇa bilinci hareketi sanmayın ki, Kṛṣṇa bilinçli olanlar tembel olacaklar ve Haridāsa Ṭhākur'u taklit edecekler. Kṛṣṇa bilinci bu değildir. Kṛṣṇa bilinci Kṛṣṇa'nın öğrettiği gibi yirmi dört saat çok çok meşgul olmalısınız demektir. Kṛṣṇa bilinci budur. Tembel bir adam olup, yiyip uyumak değildir. Hayır.  
Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Dharmanız sizin mesleki göreviniz anlamına gelir. Bir mühendis olduğunuzu farzedin. Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Ya da bir tıp adamı, ya da bir iş adamı ya da herhangi biri- herkes bir şey yapmak zorunda. Boş boş oturup geçiminizi sağlayamazsınız. Bir aslan olsanız bile çalışmak zorundasınız. Na hi suptasya siṁhasya praviśanti mukhe mṛgāḥ. Bu... Maddi dünya böyle. Bir aslan kadar güçlü olsanız bile, uyuyamazsınız. "Ben bir aslanım, ormanın kralıyım. Bırakın uyuyayım ve hayvanın biri gelip ağzıma girer" diye düşünüyorsanız, hayır, bu mümkün değil. Hayvan bile olsanız, bir hayvanı yakalamak zorundasınız. O zaman yemek yemeniz mümkün olur. Aksi halde açlıktan ölmek zorunda kalacaksınız. Bu sebeple Kṛṣṇa diyor ki, niyataṁ kuru karma tvaṁ karma jyāyo hy akarmaṇaḥ. "Görevinizi yapmalısınız." Śarīra-yātrāpi ca te na prasiddhyed akarmaṇaḥ. Sanmayın ki... Ahmak olan der ki "Kṛṣṇa bilinci hareketi insanlara kaçmayı öğretiyor. Onlar ..." Hayır, bu Kṛṣṇa'nın talimatı değil. Biz hiçbir tembel adama müsamaha etmiyoruz. Meşgul olmak zorunda. Bu Kṛṣṇa bilinci hareketidir. Kṛṣṇa'nın talimatı budur. Niyataṁ kuru karma. Arjuna savaşmayı reddediyordu. Şiddete başvurmayan bir beyefendi olmaya çalışıyordu. Kṛṣṇa ona izin vermedi. "Hayır, hayır, bunu yapamazsın. Bu senin zayıflığın." Kutas tvā kaśmalam idaṁ viṣame samupasthitam: "Kendini ahmak olarak gösteriyorsun. Bu anārya-juṣṭamdır. Bu çeşit bir teklif anārya, medeniyetsiz bir adam içindir. Bunu yapma." Bu Kṛṣṇa'nın... Öyleyse Kṛṣṇa bilinci hareketi sanmayın ki, Kṛṣṇa bilinçli olanlar tembel olacaklar ve Haridāsa Ṭhākur'u taklit edecekler. Kṛṣṇa bilinci bu değildir. Kṛṣṇa bilinci Kṛṣṇa'nın öğrettiği gibi yirmi dört saat çok çok meşgul olmalısınız demektir. Kṛṣṇa bilinci budur. Tembel bir adam olup, yiyip uyumak değildir. Hayır.  


Dolayısıyla bu dharmasya glāniḥ. Lakin bakış açınızı değiştirmek zorundasınız. Maddi koşullanmış yaşamda amacınız duyularınızı nasıl tatmin edeceğinizdir. Ve Kṛṣṇa bilinci aynı ruhla, aynı hevesle çalışmak zorunda olmak anlamına gelir, ama Kṛṣṇa'yı tatmin etmek zorundasınız. Ruhsal hayat budur. Tembel bir adam olmak değil. Yazar Kṛṣṇadās'ın dediği gibi, aradaki fark ātmendriya-prīti-vāñchā tāre bali 'kāma' ([[Vanisource:CC Adi 4.165|CC Adi 4.165]]). Kāma nedir? Kāma kişi ne zaman kendi duyularını tatmin etmeyi arzularsa anlamına gelir. Buna kāma denir. Kṛṣṇendriya-prīti-icchā dhare 'prema' nāma. Ve prema nedir? Prema kendinizi Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekle meşgul ettiğiniz zaman anlamına gelir. Gopīler neden yüce? Çünkü onların tek çabası Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekti. Bu yüzden Caitanya Mahāprabhu şunu önerdi, ramyā kācid upāsanā vraja-vadhū-vargeṇa yā kalpitā. Başka işleri yoktu. Vṛndāvana demek, Vṛndāvan'da olanlar... Onlar gerçekten Vṛndāvan'da yaşamak istiyorsa, işleri Kṛṣṇa'nın duyularını nasıl tatmin edecekleri olmalı. Vṛndāvana budur. "Ben Vṛndāvan'da yaşıyorum ve duyularımı tatmin etmeye çabalıyorum." demek değildir. Vṛndāvana-vāsī bu değildir. Bu tip yaşam... Bir sürü maymun, köpekler ve domuzlar var; onlar da Vṛndāvan'da. Onlar Vṛndāvan'da yaşıyor demeye mi çalışıyorsunuz? Hayır. Her kim Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeyi isterse, sonraki hayatları köpekler, domuzlar ve maymunlardır. Bunu bilmelisiniz. Öyleyse kişi Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeye çalışmamalı. Bu büyük bir günah. Sadece Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmeye çalışın.
Dolayısıyla bu dharmasya glāniḥ. Lakin bakış açınızı değiştirmek zorundasınız. Maddi koşullanmış yaşamda amacınız duyularınızı nasıl tatmin edeceğinizdir. Ve Kṛṣṇa bilinci aynı ruhla, aynı hevesle çalışmak zorunda olmak anlamına gelir, ama Kṛṣṇa'yı tatmin etmek zorundasınız. Ruhsal hayat budur. Tembel bir adam olmak değil. Yazar Kṛṣṇadās'ın dediği gibi, aradaki fark ātmendriya-prīti-vāñchā tāre bali 'kāma' ([[Vanisource:CC Adi 4.165|CC Adi 4.165]]). Kāma nedir? Kāma kişi ne zaman kendi duyularını tatmin etmeyi arzularsa anlamına gelir. Buna kāma denir. Kṛṣṇendriya-prīti-icchā dhare 'prema' nāma. Ve prema nedir? Prema kendinizi Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekle meşgul ettiğiniz zaman anlamına gelir. Gopīler neden yüce? Çünkü onların tek çabası Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekti. Bu yüzden Caitanya Mahāprabhu şunu önerdi, ramyā kācid upāsanā vraja-vadhū-vargeṇa yā kalpitā. Başka işleri yoktu. Vṛndāvana demek, Vṛndāvan'da olanlar... Onlar gerçekten Vṛndāvan'da yaşamak istiyorsa, işleri Kṛṣṇa'nın duyularını nasıl tatmin edecekleri olmalı. Vṛndāvana budur. "Ben Vṛndāvan'da yaşıyorum ve duyularımı tatmin etmeye çabalıyorum" demek değildir. Vṛndāvana-vāsī bu değildir. Bu tip yaşam... Bir sürü maymun, köpekler ve domuzlar var; onlar da Vṛndāvan'da. Onlar Vṛndāvan'da yaşıyor demeye mi çalışıyorsunuz? Hayır. Her kim Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeyi isterse, sonraki hayatları köpekler, domuzlar ve maymunlardır. Bunu bilmelisiniz. Öyleyse kişi Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeye çalışmamalı. Bu büyük bir günah. Sadece Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmeye çalışın.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 11:06, 3 October 2018



Lecture on SB 1.7.24 -- Vrndavana, September 21, 1976

Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Dharmanız sizin mesleki göreviniz anlamına gelir. Bir mühendis olduğunuzu farzedin. Görevinizi çok güzel yapıyorsunuz. Ya da bir tıp adamı, ya da bir iş adamı ya da herhangi biri- herkes bir şey yapmak zorunda. Boş boş oturup geçiminizi sağlayamazsınız. Bir aslan olsanız bile çalışmak zorundasınız. Na hi suptasya siṁhasya praviśanti mukhe mṛgāḥ. Bu... Maddi dünya böyle. Bir aslan kadar güçlü olsanız bile, uyuyamazsınız. "Ben bir aslanım, ormanın kralıyım. Bırakın uyuyayım ve hayvanın biri gelip ağzıma girer" diye düşünüyorsanız, hayır, bu mümkün değil. Hayvan bile olsanız, bir hayvanı yakalamak zorundasınız. O zaman yemek yemeniz mümkün olur. Aksi halde açlıktan ölmek zorunda kalacaksınız. Bu sebeple Kṛṣṇa diyor ki, niyataṁ kuru karma tvaṁ karma jyāyo hy akarmaṇaḥ. "Görevinizi yapmalısınız." Śarīra-yātrāpi ca te na prasiddhyed akarmaṇaḥ. Sanmayın ki... Ahmak olan der ki "Kṛṣṇa bilinci hareketi insanlara kaçmayı öğretiyor. Onlar ..." Hayır, bu Kṛṣṇa'nın talimatı değil. Biz hiçbir tembel adama müsamaha etmiyoruz. Meşgul olmak zorunda. Bu Kṛṣṇa bilinci hareketidir. Kṛṣṇa'nın talimatı budur. Niyataṁ kuru karma. Arjuna savaşmayı reddediyordu. Şiddete başvurmayan bir beyefendi olmaya çalışıyordu. Kṛṣṇa ona izin vermedi. "Hayır, hayır, bunu yapamazsın. Bu senin zayıflığın." Kutas tvā kaśmalam idaṁ viṣame samupasthitam: "Kendini ahmak olarak gösteriyorsun. Bu anārya-juṣṭamdır. Bu çeşit bir teklif anārya, medeniyetsiz bir adam içindir. Bunu yapma." Bu Kṛṣṇa'nın... Öyleyse Kṛṣṇa bilinci hareketi sanmayın ki, Kṛṣṇa bilinçli olanlar tembel olacaklar ve Haridāsa Ṭhākur'u taklit edecekler. Kṛṣṇa bilinci bu değildir. Kṛṣṇa bilinci Kṛṣṇa'nın öğrettiği gibi yirmi dört saat çok çok meşgul olmalısınız demektir. Kṛṣṇa bilinci budur. Tembel bir adam olup, yiyip uyumak değildir. Hayır.

Dolayısıyla bu dharmasya glāniḥ. Lakin bakış açınızı değiştirmek zorundasınız. Maddi koşullanmış yaşamda amacınız duyularınızı nasıl tatmin edeceğinizdir. Ve Kṛṣṇa bilinci aynı ruhla, aynı hevesle çalışmak zorunda olmak anlamına gelir, ama Kṛṣṇa'yı tatmin etmek zorundasınız. Ruhsal hayat budur. Tembel bir adam olmak değil. Yazar Kṛṣṇadās'ın dediği gibi, aradaki fark ātmendriya-prīti-vāñchā tāre bali 'kāma' (CC Adi 4.165). Kāma nedir? Kāma kişi ne zaman kendi duyularını tatmin etmeyi arzularsa anlamına gelir. Buna kāma denir. Kṛṣṇendriya-prīti-icchā dhare 'prema' nāma. Ve prema nedir? Prema kendinizi Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekle meşgul ettiğiniz zaman anlamına gelir. Gopīler neden yüce? Çünkü onların tek çabası Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmekti. Bu yüzden Caitanya Mahāprabhu şunu önerdi, ramyā kācid upāsanā vraja-vadhū-vargeṇa yā kalpitā. Başka işleri yoktu. Vṛndāvana demek, Vṛndāvan'da olanlar... Onlar gerçekten Vṛndāvan'da yaşamak istiyorsa, işleri Kṛṣṇa'nın duyularını nasıl tatmin edecekleri olmalı. Vṛndāvana budur. "Ben Vṛndāvan'da yaşıyorum ve duyularımı tatmin etmeye çabalıyorum" demek değildir. Vṛndāvana-vāsī bu değildir. Bu tip yaşam... Bir sürü maymun, köpekler ve domuzlar var; onlar da Vṛndāvan'da. Onlar Vṛndāvan'da yaşıyor demeye mi çalışıyorsunuz? Hayır. Her kim Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeyi isterse, sonraki hayatları köpekler, domuzlar ve maymunlardır. Bunu bilmelisiniz. Öyleyse kişi Vṛndāvan'da duyularını tatmin etmeye çalışmamalı. Bu büyük bir günah. Sadece Kṛṣṇa'nın duyularını tatmin etmeye çalışın.