TR/Prabhupada 0137 - Hayatın Amacı Nedir? Tanrı Nedir?: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Yoruba Pages with Videos Category:Turkish 0137 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1975 Category:TR-Quotes - Lectu...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 1: Line 1:
<!-- BEGIN CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN CATEGORY LIST -->
[[Category:1080 Yoruba Pages with Videos]]
[[Category:1080 Turkish Pages with Videos]]
[[Category:Turkish 0137 - in all Languages]]
[[Category:Prabhupada 0137 - in all Languages]]
[[Category:TR-Quotes - 1975]]
[[Category:TR-Quotes - 1975]]
[[Category:TR-Quotes - Lectures, Bhagavad-gita As It Is]]
[[Category:TR-Quotes - Lectures, Bhagavad-gita As It Is]]
[[Category:TR-Quotes - in Kenya]]
[[Category:TR-Quotes - in Kenya]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0136 - Bilgi Guru Zinciriyle İndi|0136|TR/Prabhupada 0138 - Tanrı Çok Nazik. Ne Arzuluyorsanız, O Yerine Getirecektir|0138}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 14: Line 17:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|pKAYVXy3zHc|What is the Aim of Life? What is God? - Prabhupāda 0137}}
{{youtube_right|pZAhTBCZ6sk|Hayatın Amacı Nedir? Tanrı Nedir? - Prabhupāda 0137}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/751031BG.NAI_clip1.mp3</mp3player>  
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/751031BG.NAI_clip1.mp3</mp3player>  
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 26: Line 29:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Harikeśa: "Tercüme - Toprak, su, hava, ateş, eter, zihin, zeka ve sahte ego - bu sekizin hepsi Benim ayrıştırılmış maddi enerjilerimi kapsıyor." Prabhupāda: bhūmir āpo 'nalo vayuḥ khaṁ mano buddhir eva ca ahaṅkāra itīyaṁ me bhinnā prakṛtir aṣṭadhā (BG 7.4) Kṛṣṇa kendini açıklıyor. Tanrı, Tanrı'nın ne olduğunu açıklıyor. Bu gerçek bilgidir. Eğer ki Tanrı hakkında tahmin yürütürsen, bu mümkün değildir. Tanrı sınırsızdır. Anlayamazsın. Tanrı, Kṛṣṇa , başlangıçta şunu demiştir; asaṁśayaṁ samagraṁ māṁ yathā jñāsyasi tac chṛṇu (BG 7.1). Samagram. Samagra herşey anlamına gelir... Veya samagra bütün anlamına gelir. Dolayısıyla inceleme ve bilim için var olan konuların tümü, herşeyin toplamıdır, tektir. Tanrı herşeyin toplamıdır. Bundan dolayı O kendini açıklamaya başlar. Öncelikle, Tanrı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız için - ancak pratikte engin toprağı, engin suyu, okyanusu, engin gökyüzünü ve sonra ateşi görüyoruz. O kadar nesne, maddi nesneler. Maddi nesneler, ve zihin... Zihin de maddidir. Ve sonra ego. Herkes "Ben bir şeyim. Ben..." diye düşünür. Kartāham iti manyate. Ahaṅkāra-vimūḍhātmā. Bu sahte ego. Bu ego sahte ego demektir. Bir de saf ego vardır. Saf ego ahaṁ brahmāsmi'dir, ve sahte ego: "Ben Hintliyim", "Ben Amerikalıyım", "Ben Afrikalıyım", "Ben brāhmaṇayım", "Ben kṣatriyayım," "Ben buyum." Bu sahte egodur, ahaṅkāra.. Yani mevcut zamanda.... Şu anda değil, her zaman, tüm bunlar tarafından çevrelenmekteyiz. Bu bizim felsefeye başlangıçımızdır: bu ülke nereden geldi? Bu su nereden geldi ? Ateş nereden geldi? Bu doğal sorgudur. Gökyüzü nereden geldi? Bu kadar çok yıldız nasıl konumlandırılmış, milyonlarca ve milyonlarca ? Yani bunlar entellektüel kişinin sorgularıdır. Bu felsefi hayatın başlangıcıdır. Bundan ötürü düşünceli olan insanlar, git gide, onlar Yüce Rab, Kṛṣṇa'yı anlamaya meraklıdırlar. Yani Kṛṣṇa orada, ve Kṛṣṇa kendini açıklıyor, "Ben böyleyim." Ancak maalesef biz Kṛṣṇa'yı anlyamayacağız, fakat Tanrı'nın ne olduğunu tahmin etmeye çalışacağız. Bu bizim hastalığımızdır. Kṛṣṇa Kendini açıklıyor, Tanrı kendini açıklıyor. O ifadeyi almayacağız, ancak ya inkar geleceğiz ya da kabul edeceğiz. Tanrı kafasız ve kolsuz vesaire, o kadar çok şey. Bu bizim hastalığımız Bundan ötürü önceki kıtada açıklanmıştır, manuṣyāṇāṁ sahasreṣu kaścid yatati siddhaye yatatām api siddhānāṁ kaścin māṁ vetti tattvataḥ (BG 7.3) Milyonlarca ve milyonlarca insan arasından, aslında anlama konusunda ciddiler, "Hayatın anlamı nedir? Tanrı nedir? Benim ilişkim nedir.." Kimse ilgili değil. Tıpkı ... Sa eva go-kharaḥ (SB 10.84.13) gibi. Herkes kediler ve köpekler gibi hayatın bedensel anlayışı ile ilgileniyor. Durum budur. Sadece şu anda değil, her daim, bu maddi durumdur. Ancak bazıları, manuṣyāṇāṁ sahasreṣu, milyonlar arasından, biri hayatını mükemmel yapmak için, anlamaya çalışır. Ve böyle bir mükemmelliğin içinden... Mükemmelik, gerçek meşru pozisyonunu anlamak anlamına gelir, maddi beden olmadığını; ruh can, Brahman olduğunu anlamak. Bu mükemmeliktir, bilginin mükemmelliği, brahma-jñāna..
Harikeśa: "Tercüme - Toprak, su, hava, ateş, eter, zihin, zeka ve sahte ego - bu sekizin hepsi Benim ayrıştırılmış maddi enerjilerimden oluşur."  
 
Prabhupāda:
 
:bhūmir āpo 'nalo vayuḥ
:khaṁ mano buddhir eva ca
:ahaṅkāra itīyaṁ me
:bhinnā prakṛtir aṣṭadhā
:([[Vanisource:BG 7.4 (1972)|BG 7.4]])
 
Kṛṣṇa Kendini açıklıyor. Tanrı, Tanrı'nın ne olduğunu açıklıyor. Bu gerçek bilgidir. Eğer ki Tanrı hakkında tahmin yürütürsen, bu mümkün değildir. Tanrı sınırsızdır. Anlayamazsınız. Tanrı, Kṛṣṇa, başlangıçta şunu demiştir; asaṁśayaṁ samagraṁ māṁ yathā jñāsyasi tac chṛṇu ([[Vanisource:BG 7.1 (1972)|BG 7.1]]). Samagram. Samagra demek her ne... Veya samagra bütün anlamına gelir. Dolayısıyla inceleme ve bilim için var olan konuların tümü, herşeyin toplamıdır, tektir. Tanrı herşeyin toplamıdır. Bundan dolayı O kendini açıklamaya başlar.  
 
Öncelikle, Tanrı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız için - ancak pratikte uçsuz bucaksız toprağı, uçsuz bucaksız suyu, okyanusu, uçsuz bucaksız gökyüzünü, sonrada ateşi görüyoruz. Bir srü şey, maddi şeyler. Maddi şeyler, ve de zihin... Zihin de maddidir. Ve sonra ego. Herkes "Ben bir şeyim. Ben..." diye düşünür. Kartāham iti manyate. Ahaṅkāra-vimūḍhātmā. Bu sahte egodur. Bu ego sahte ego demektir. Bir de saf ego vardır. Saf ego "ahaṁ brahmāsmi"dir, ve sahte ego: "Ben Hintliyim", "Ben Amerikalıyım", "Ben Afrikalıyım", "Ben brāhmaṇayım", "Ben kṣatriyayım," "Ben buyum." Bu sahte egodur, ahaṅkāra.. Yani günümüzde... Şu anda değil, her zaman, tüm bu şeylerle çevriliyiz. Bu bizim felsefemizin başlangıcıdır: bu ülke nereden geldi? Bu su nereden geldi ? Ateş nereden geldi? Bu doğal sorgudur. Gökyüzü nereden geldi? Milyonlarca ve milyonlarca, bu kadar çok yıldız nasıl konumlandırılmış? Yani bunlar entellektüel kişinin sorgularıdır. Bu felsefi hayatın başlangıcıdır. Bundan ötürü düşünceli olan insanlar, git gide, onlar Yüce Rab'bı, Kṛṣṇa'yı anlamaya meraklıdırlar.  
 
Yani Kṛṣṇa orada, ve Kṛṣṇa Kendini anlatıyor, "Ben böyleyim." Ancak maalesef biz Kṛṣṇa'yı anlyamayacağız, fakat Tanrı'nın ne olduğunu tahmin etmeye çalışacağız. Bu bizim hastalığımızdır. Kṛṣṇa Kendini açıklıyor, Tanrı Kendini açıklıyor. O ifadeyi kabul etmeyeceğiz, ancak ya inkar edeceğiz ya da Tanrı'yı hiç kafasız ve kolsuz vesaire kabul edeceğiz, bir sürü şey. Bu bizim hastalığımız. Bundan ötürü önceki dizede açıklanmıştı,  
 
:manuṣyāṇāṁ sahasreṣu
:kaścid yatati siddhaye
:yatatām api siddhānāṁ
:kaścin māṁ vetti tattvataḥ
:([[Vanisource:BG 7.3 (1972)|BG 7.3]])
 
Milyonlarca ve milyonlarca insan arasından, gerçekten anlamakta ciddi olanlar, "Hayatın anlamı nedir? Tanrı nedir? Benim ilişkim nedir.." Kimse ilgili değil. Tıpkı ... Sa eva go-kharaḥ ([[Vanisource:SB 10.84.13|SB 10.84.13]]) gibi. Herkes kediler ve köpekler gibi bedensel hayat kavramıyla ilgileniyor. Durum budur. Sadece şu anda değil, her daim, maddi durum bu. Ancak birisi, manuṣyāṇāṁ sahasreṣu, milyonlar arasından biri hayatını mükemmel yapmaya, anlamaya çalışır. Ve böyle bir mükemmelliğin içinden...  
 
Mükemmelik, gerçek meşru pozisyonunu anlamak anlamına gelir, maddi beden olmadığını; ruh can, Brahman olduğunu anlamak. Mükemmelik, bilginin mükemmelliği budur, brahma-jñāna.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 11:11, 3 October 2018



Lecture on BG 7.4 -- Nairobi, October 31, 1975

Harikeśa: "Tercüme - Toprak, su, hava, ateş, eter, zihin, zeka ve sahte ego - bu sekizin hepsi Benim ayrıştırılmış maddi enerjilerimden oluşur."

Prabhupāda:

bhūmir āpo 'nalo vayuḥ
khaṁ mano buddhir eva ca
ahaṅkāra itīyaṁ me
bhinnā prakṛtir aṣṭadhā
(BG 7.4)

Kṛṣṇa Kendini açıklıyor. Tanrı, Tanrı'nın ne olduğunu açıklıyor. Bu gerçek bilgidir. Eğer ki Tanrı hakkında tahmin yürütürsen, bu mümkün değildir. Tanrı sınırsızdır. Anlayamazsınız. Tanrı, Kṛṣṇa, başlangıçta şunu demiştir; asaṁśayaṁ samagraṁ māṁ yathā jñāsyasi tac chṛṇu (BG 7.1). Samagram. Samagra demek her ne... Veya samagra bütün anlamına gelir. Dolayısıyla inceleme ve bilim için var olan konuların tümü, herşeyin toplamıdır, tektir. Tanrı herşeyin toplamıdır. Bundan dolayı O kendini açıklamaya başlar.

Öncelikle, Tanrı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız için - ancak pratikte uçsuz bucaksız toprağı, uçsuz bucaksız suyu, okyanusu, uçsuz bucaksız gökyüzünü, sonrada ateşi görüyoruz. Bir srü şey, maddi şeyler. Maddi şeyler, ve de zihin... Zihin de maddidir. Ve sonra ego. Herkes "Ben bir şeyim. Ben..." diye düşünür. Kartāham iti manyate. Ahaṅkāra-vimūḍhātmā. Bu sahte egodur. Bu ego sahte ego demektir. Bir de saf ego vardır. Saf ego "ahaṁ brahmāsmi"dir, ve sahte ego: "Ben Hintliyim", "Ben Amerikalıyım", "Ben Afrikalıyım", "Ben brāhmaṇayım", "Ben kṣatriyayım," "Ben buyum." Bu sahte egodur, ahaṅkāra.. Yani günümüzde... Şu anda değil, her zaman, tüm bu şeylerle çevriliyiz. Bu bizim felsefemizin başlangıcıdır: bu ülke nereden geldi? Bu su nereden geldi ? Ateş nereden geldi? Bu doğal sorgudur. Gökyüzü nereden geldi? Milyonlarca ve milyonlarca, bu kadar çok yıldız nasıl konumlandırılmış? Yani bunlar entellektüel kişinin sorgularıdır. Bu felsefi hayatın başlangıcıdır. Bundan ötürü düşünceli olan insanlar, git gide, onlar Yüce Rab'bı, Kṛṣṇa'yı anlamaya meraklıdırlar.

Yani Kṛṣṇa orada, ve Kṛṣṇa Kendini anlatıyor, "Ben böyleyim." Ancak maalesef biz Kṛṣṇa'yı anlyamayacağız, fakat Tanrı'nın ne olduğunu tahmin etmeye çalışacağız. Bu bizim hastalığımızdır. Kṛṣṇa Kendini açıklıyor, Tanrı Kendini açıklıyor. O ifadeyi kabul etmeyeceğiz, ancak ya inkar edeceğiz ya da Tanrı'yı hiç kafasız ve kolsuz vesaire kabul edeceğiz, bir sürü şey. Bu bizim hastalığımız. Bundan ötürü önceki dizede açıklanmıştı,

manuṣyāṇāṁ sahasreṣu
kaścid yatati siddhaye
yatatām api siddhānāṁ
kaścin māṁ vetti tattvataḥ
(BG 7.3)

Milyonlarca ve milyonlarca insan arasından, gerçekten anlamakta ciddi olanlar, "Hayatın anlamı nedir? Tanrı nedir? Benim ilişkim nedir.." Kimse ilgili değil. Tıpkı ... Sa eva go-kharaḥ (SB 10.84.13) gibi. Herkes kediler ve köpekler gibi bedensel hayat kavramıyla ilgileniyor. Durum budur. Sadece şu anda değil, her daim, maddi durum bu. Ancak birisi, manuṣyāṇāṁ sahasreṣu, milyonlar arasından biri hayatını mükemmel yapmaya, anlamaya çalışır. Ve böyle bir mükemmelliğin içinden...

Mükemmelik, gerçek meşru pozisyonunu anlamak anlamına gelir, maddi beden olmadığını; ruh can, Brahman olduğunu anlamak. Mükemmelik, bilginin mükemmelliği budur, brahma-jñāna.