TR/Prabhupada 0138 - Tanrı Çok Nazik. Ne Arzuluyorsanız, O Yerine Getirecektir: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0138 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1975 Category:TR-Quotes - L...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 7: Line 7:
[[Category:TR-Quotes - in USA, Philadelphia]]
[[Category:TR-Quotes - in USA, Philadelphia]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0137 - Hayatın Amacı Nedir? Tanrı Nedir?|0137|TR/Prabhupada 0139 - Bu Manevi İlişkidir|0139}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 15: Line 18:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|xEryT_KlfMY|God is Very Kind. Whatever You Desire, He Will Fulfill<br />- Prabhupāda 0138}}
{{youtube_right|ahejH-goSJw|Tanrı Çok Nazik. Ne Arzuluyorsanız, O Yerine Getirecektir<br />- Prabhupāda 0138}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/750712RY.PHI_clip1.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/750712RY.PHI_clip1.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 27: Line 30:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Bayanlar ve baylar, öncelikle hepinize teşekkür etmek istiyorum, bu mükemmel şehir, Philadelphia'nın sakinkeri. Çok naziksiniz, bu harekette yer almak için çok heveslisiniz. Hepinize çok minettarım. Özellikle bana bu kadar çok yardımcı olan Amerikalı oğlanlara ve kızlara minettarım. Kṛṣṇa Bilinci hareketinin batılı ülkelere yaymada katkıları olduğu için. Manevi öğretmenim tarafımdan Kṛṣṇa Bilinci Hareketini batılı ülkelere yaymam bana emredildi. 1965'te ilk kez New York'a geldim. Sonra 1966'da bu topluluk düzenli olarak New York'ta kurulmuştu ve 1967'den itibaren bu hareket düzenli olarak Amerika, Avrupa, Kanada ve Pasifik Okyanus'unun güneyinde, Avustralya ve tüm dünyada ilerlemektedir. Bundan ötürü size bu hareket, Kṛṣṇa Bilinci hakkında biraz bilgi vereyim. Kṛṣṇa, bu kelime, tümüyle cezbeden anlamına gelir. Kṛṣṇa her canlı varlık için caziptir, sadece insanlar için değil, hatta hayvanlar, kuşlar, arılar, ağaçlara, çiçeklere, meyvelere, suya bile. Bu Vṛndāvana'nın resmidir. Bu maddi dünyadır. Ruhani dünya ile ilgili hiç deneyimimiz yok. Ancak, neyin ruh ve neyin madde olduğu hakkında ufak bir fikrimiz olabilir. Sadece yaşayan bir adam ve ölü bir beden arasındaki farkı anlamaya çalışın. Ölü beden, içindeki yaşayan güç gittiği anda, ölü bir madde olduğu anlamına gelir, işe yaramaz. Ve yaşayan güç orada olduğu müddetçe, beden çok önemlidir. Yani biz bu beden içinde deneyimi yaşadığımızda, ölü madde olan kısım ve yaşayan güç olan kısım vardır, benzer olarak, iki dünya vardır: maddi dünya ve spiritüel dünya. Biz yaşayan varlıklar, her birimiz, bizler spiritüel dünyaya aitiz. Bizler maddi dünyaya ait değiliz. Bir şekilde, şu anda bizler bu maddi dünya ve maddi beden ile bağlantıdayız, ve işin özü her ne kadar sonsuz yaşayan güç olsak da, bu maddi beden ile olan bağlantımız nedeniyle, dört sıkıntıyı yaşamalıyız: doğum, ölüm, hastalık ve yaşlılık. Bunlara maruz kalmalıyız. Bu maddi dünyada tek bir beden türümüz oluyor, ve belirli bir noktada sona eriyor. Tıpkı herhangi maddi bir nesne gibi. Örneğin elbiseni üstünden çıkarıyorsun. Belirli özellikte bir kumaş ile örtülüsün, ancak yıprandığında, artık kullanılamaz olduğunda, onu atarsın ve başka bir elbise alırsın. Yani bu maddi beden ruhsal yaşam gücünün elbisesidir. Ancak bu maddi dünyaya bağlı olduğumuz için, bu maddi dünyanın tadını çıkarmak istiyoruz, farklı beden tipleri alıyoruz. Bhagavad-gītā 'da bir makina olarak açıklanmıştır. Aslında makinadır bu beden. Bhagavad-gītā'da şöyle denmiştir; īśvaraḥ sarva-bhūtānāṁ hṛd-deśe 'rjuna tiṣṭhati bhrāmāyān sarva-bhūtāni yantrārūḍhāni māyayā (BG 18.61) Biz canlı varlıklar, bizler "İnsan önerir; Tanrı dağtıır"ı arzuluyoruz. Tanrı çok naziktir. Her neyi arzu edersen, O onu gerçekleştirir. Gerçi O derki "Bu tür maddi arzular seni hiç bir zaman tatmin etmeyecektir," ancak istiyoruz. Bunda ötürü Tanrı bize tedarik eder, Kṛṣṇa, farklı arzularımızı gerçekleştirmek üzere farklı bedenler. Buna maddi, koşullanmış yaşam denir. Bu beden, arzuya göre beden değişimi, buna evrimsel gelişim deniliyor. Evrim ile milyonlarca diğer beden aracılığıyla insan bedeni suretine geldik. Jalajā nava-lakṣāṇi sthāvarā lakṣa-viṁśati. Sudaki 900.000 türün suretinden geçtik. Aynı şekilde bitki, ağaç şekilde 2 milyon suret. Böylelikle, doğanın yoluyla, doğa bize insan suretindeki yaşamı getirdi, sadece bilincimizi uyandırmak veya geliştirmek için. Doğa bize şu şansı vermektedir, "Şimdi ne yapmak istersin? Artık gelişmiş bilincin var. Şimdi tekrar evrimsel sürece mi gitmek istiyorsun, yada daha yüksek olan gezegensel sisteme mi gitmek istiyorsun, ya da Tanrı, Kṛṣṇa'ya mı gitmek istiyorsun, ya da burada mı kalmak istiyorsun?" Bu olasılıklar mevcut. Bhagavad-gītā'da belirtilmiştir. yānti deva-vratā devān pitṛn yānti pitṛ-vratāḥ bhūtejyā yānti bhūtāni mad-yājīno 'pi yānti mām (BG 9.25) Şimdi seçimini yap. Daha yüksek gezegensel sisteme gitmek istiyorsan, gidebilirsin. Burada kalmak istiyorsan, orta gezegensel sistemde, öyle de yapabilirsin. Ve daha düşük olan gezegensel sisteme gitmek istiyorsan, onu yapabilirsin. Ve Tanrı, Kṛṣṇa'ya gitmek istiyorsan, onu da yapabilirsin. Bu senin seçimin. Bundan ötürü, bu maddi dünya ile belki daha yüksek gezegensel sistem veya daha düşük gezegensel sistem arasındaki fark nedir ve spiritüel dünya nedir? Spiritüel dünya hiç bir maddi tüketim olmadığı anlamına geliyor. Herşey ruh, tıpkı sana söylediğim gibi. Ağaçlar, çiçekler, meyveler, su, hayvanlar - herşey spiritüel. Hiç bir yok oluş yok. Sonsuzdur. Dolayısıyla spiritüel dünyaya gitmek istersen, bu imkana şu anda bu insan suretinde olan yaşamında sahip olabilirsin, ve bu maddi dünyada kalmak istiyorsan, öyle yapabilirsin.
Bayanlar ve baylar, öncelikle hepinize, bu mükemmel şehir, Philadelphia'nın sakinlerine teşekkür etmek istiyorum. Çok naziksiniz, bu harekette yer almak için çok heveslisiniz. Hepinize çok minettarım. Özellikle Kṛṣṇa Bilinci hareketini batılı ülkelere yaymada bana bu kadar çok yardımcı olan Amerikalı oğlanlara ve kızlara borçluyum. Bana manevi öğretmenim tarafımdan bu Kṛṣṇa bilinci hareketini batılı ülkelere yaymam emredildi. 1965'te ilk kez New York'a geldim. Sonra 1966'da bu topluluk düzenli olarak New York'ta kuruldu, ve 1967'den itibaren bu hareket düzenli olarak Amerika'da, Avrupa'da, Kanada'da ve Pasifik Okyanusu'nun güneyinde, Avustralya'da ve tüm dünyada ilerlemektedir.  
 
Bundan ötürü size bu hareket, Kṛṣṇa Bilinci hakkında biraz bilgi vereyim. Kṛṣṇa, bu kelime, tümüyle cezbeden anlamına gelir. Kṛṣṇa sadece insanlar için değil, her canlı varlık için caziptir, hatta hayvanlar, kuşlar, arılar, ağaçlar, çiçekler, meyveler, su için bile. Bu Vṛndāvana'nın resmidir. Bu maddi dünyadır. Ruhani dünyaya dair hiç deneyimimiz yok. Ancak, neyin ruh ve neyin madde olduğuna dair anlık bir bakış sahibi olabiriz.  
 
Sadece yaşayan bir adam ve ölü bir beden arasındaki farkı anlamaya çalışın. Ölü beden, içindeki yaşam güç gittiği anda, ölü bir madde olduğu anlamına gelir, işe yaramazdır. Ve yaşam gücü orada olduğu müddetçe, beden çok önemlidir. Yani bizim bu beden içersindee deneyimlediğimiz üzere, ölü madde olan birşey ve yaşam gücü olan birşey vardır, benzer olarak, iki dünya vardır: maddi dünya ve ruhsal dünya. Biz yaşayan varlıklar, her birimiz, bizler ruhsal dünyaya aitiz. Bizler maddi dünyaya ait değiliz. Bir şekilde, şu an bizler bu maddi dünya ve maddi beden ile temas içerisindeyiz, ve işin özü her ne kadar ebedi yaşam gücü olsak da, bu maddi beden ile olan bağlantımız nedeniyle, dört çileyi çekmek zorundayız: doğum, ölüm, hastalık ve yaşlılık. Bunlara maruz kalmaya mecburuz. Bu maddi dünyada tek bir beden çeşidi alıyoruz, ve belirli bir aşamada sona eriyor. Tıpkı herhangi maddi bir şeyde olduğu gibi. Örneğin elbiseni üstünden çıkarıyorsun. Belirli tipte bir giysi giymişsin , ancak yıprandığında, artık kullanılamaz hale geldiğinde, onu atarsın ve başka bir elbise alırsın. Yani bu maddi beden ruhsal yaşam gücünün elbisesidir. Ancak bu maddi dünyaya bağlı olduğumuz için, bu maddi dünyanın tadını çıkarmak istiyoruz, farklı beden tipleri alıyoruz. Bu Bhagavad-gītā 'da bir makina olarak açıklanmıştır. Aslında bu beden makinadır. Bhagavad-gītā'da şöyle denmiştir;  
 
:īśvaraḥ sarva-bhūtānāṁ
:hṛd-deśe 'rjuna tiṣṭhati
:bhrāmāyān sarva-bhūtāni
:yantrārūḍhāni māyayā
:([[Vanisource:BG 18.61 (1972)|BG 18.61]])
 
Biz canlı varlıklar arzularız. "İnsan niyet eder; Tanrı verir." Tanrı çok naziktir. Ne arzularsan, O gerçekleştirir. O "Bu tür maddi arzular seni hiç bir zaman tatmin etmeyecektir," demesine rağmen biz isteriz. Bunda ötürü Tanrı, Kṛṣṇa bize farklı arzularımızı gerçekleştirmek üzere farklı bedenler tedarik eder. Buna maddi, koşullu yaşam denir. Bu beden, arzuya göre beden değişimine evrimsel süreç denilir. Evrim aracılığıyla diğer milyonlarca diğer bedenden geçip insan bedeni suretine geldik. Jalajā nava-lakṣāṇi sthāvarā lakṣa-viṁśati. Sudaki 900.000 türün suretinden geçtik. Aynı şekilde bitki, ağaç şekilde 2 milyon suret. Böylelikle, doğanın yoluyla, doğa bizi bu insan yaşam formuna getirdi, sırf bilincimizi uyandırmak veya geliştirmek için. Doğa bize şu şansı vermektedir, "Şimdi ne yapmak istersin? Artık gelişmiş bilincin var. Şimdi tekrar evrimsel sürece mi gitmek istiyorsun, ya da daha yüksek olan gezegensel sisteme mi gitmek istiyorsun, ya da Tanrı'ya, Kṛṣṇa'ya mı gitmek istiyorsun, yoksa burada mı kalmak istiyorsun?" Bu olasılıklar mevcut. Bhagavad-gītā'da belirtilmiştir,
 
:yānti deva-vratā devān
:pitṛn yānti pitṛ-vratāḥ
:bhūtejyā yānti bhūtāni
:mad-yājīno 'pi yānti mām
:([[Vanisource:BG 9.25 (1972)|BG 9.25]])
 
Şimdi seçiminizi yapın. Daha yüksek gezegensel sisteme gitmek isterseniz, gidebilirsiniz. Burada kalmak isterseniz, orta gezegensel sistemde, öyle de yapabilirsiniz. Ve daha düşük olan gezegensel sisteme gitmek istiyorsanız, onu da yapabilirsiniz. Ve Tanrı'ya, Kṛṣṇa'ya gitmek istiyorsanız, onu da yapabilirsiniz. Sizin seçiminize kalmış. Bundan ötürü, bu maddi dünya ile belki daha yüksek gezegensel sistem veya daha düşük gezegensel sistem arasındaki fark nedir ve ruhsal dünya nedir? Spiritüel dünya hiç bir maddi tüketim olmadığı anlamına gelir. Herşey, size söylediğim gibi ruhtur. Ağaçlar, çiçekler, meyveler, su, hayvanlar - herşey spiritüeldir. Yani hiç yok oluş yok. Sonsuzdur. Dolayısıyla spiritüel dünyaya gitmek isterseniz, o zaman bu fırsata artık bu insan suretinde olan yaşamında sahip olabilirsiniz, ve bu maddi dünyada kalmak istiyorsanız, öyle yapabilirsiniz.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 11:11, 3 October 2018



Ratha-yatra -- Philadelphia, July 12, 1975

Bayanlar ve baylar, öncelikle hepinize, bu mükemmel şehir, Philadelphia'nın sakinlerine teşekkür etmek istiyorum. Çok naziksiniz, bu harekette yer almak için çok heveslisiniz. Hepinize çok minettarım. Özellikle Kṛṣṇa Bilinci hareketini batılı ülkelere yaymada bana bu kadar çok yardımcı olan Amerikalı oğlanlara ve kızlara borçluyum. Bana manevi öğretmenim tarafımdan bu Kṛṣṇa bilinci hareketini batılı ülkelere yaymam emredildi. 1965'te ilk kez New York'a geldim. Sonra 1966'da bu topluluk düzenli olarak New York'ta kuruldu, ve 1967'den itibaren bu hareket düzenli olarak Amerika'da, Avrupa'da, Kanada'da ve Pasifik Okyanusu'nun güneyinde, Avustralya'da ve tüm dünyada ilerlemektedir.

Bundan ötürü size bu hareket, Kṛṣṇa Bilinci hakkında biraz bilgi vereyim. Kṛṣṇa, bu kelime, tümüyle cezbeden anlamına gelir. Kṛṣṇa sadece insanlar için değil, her canlı varlık için caziptir, hatta hayvanlar, kuşlar, arılar, ağaçlar, çiçekler, meyveler, su için bile. Bu Vṛndāvana'nın resmidir. Bu maddi dünyadır. Ruhani dünyaya dair hiç deneyimimiz yok. Ancak, neyin ruh ve neyin madde olduğuna dair anlık bir bakış sahibi olabiriz.

Sadece yaşayan bir adam ve ölü bir beden arasındaki farkı anlamaya çalışın. Ölü beden, içindeki yaşam güç gittiği anda, ölü bir madde olduğu anlamına gelir, işe yaramazdır. Ve yaşam gücü orada olduğu müddetçe, beden çok önemlidir. Yani bizim bu beden içersindee deneyimlediğimiz üzere, ölü madde olan birşey ve yaşam gücü olan birşey vardır, benzer olarak, iki dünya vardır: maddi dünya ve ruhsal dünya. Biz yaşayan varlıklar, her birimiz, bizler ruhsal dünyaya aitiz. Bizler maddi dünyaya ait değiliz. Bir şekilde, şu an bizler bu maddi dünya ve maddi beden ile temas içerisindeyiz, ve işin özü her ne kadar ebedi yaşam gücü olsak da, bu maddi beden ile olan bağlantımız nedeniyle, dört çileyi çekmek zorundayız: doğum, ölüm, hastalık ve yaşlılık. Bunlara maruz kalmaya mecburuz. Bu maddi dünyada tek bir beden çeşidi alıyoruz, ve belirli bir aşamada sona eriyor. Tıpkı herhangi maddi bir şeyde olduğu gibi. Örneğin elbiseni üstünden çıkarıyorsun. Belirli tipte bir giysi giymişsin , ancak yıprandığında, artık kullanılamaz hale geldiğinde, onu atarsın ve başka bir elbise alırsın. Yani bu maddi beden ruhsal yaşam gücünün elbisesidir. Ancak bu maddi dünyaya bağlı olduğumuz için, bu maddi dünyanın tadını çıkarmak istiyoruz, farklı beden tipleri alıyoruz. Bu Bhagavad-gītā 'da bir makina olarak açıklanmıştır. Aslında bu beden makinadır. Bhagavad-gītā'da şöyle denmiştir;

īśvaraḥ sarva-bhūtānāṁ
hṛd-deśe 'rjuna tiṣṭhati
bhrāmāyān sarva-bhūtāni
yantrārūḍhāni māyayā
(BG 18.61)

Biz canlı varlıklar arzularız. "İnsan niyet eder; Tanrı verir." Tanrı çok naziktir. Ne arzularsan, O gerçekleştirir. O "Bu tür maddi arzular seni hiç bir zaman tatmin etmeyecektir," demesine rağmen biz isteriz. Bunda ötürü Tanrı, Kṛṣṇa bize farklı arzularımızı gerçekleştirmek üzere farklı bedenler tedarik eder. Buna maddi, koşullu yaşam denir. Bu beden, arzuya göre beden değişimine evrimsel süreç denilir. Evrim aracılığıyla diğer milyonlarca diğer bedenden geçip insan bedeni suretine geldik. Jalajā nava-lakṣāṇi sthāvarā lakṣa-viṁśati. Sudaki 900.000 türün suretinden geçtik. Aynı şekilde bitki, ağaç şekilde 2 milyon suret. Böylelikle, doğanın yoluyla, doğa bizi bu insan yaşam formuna getirdi, sırf bilincimizi uyandırmak veya geliştirmek için. Doğa bize şu şansı vermektedir, "Şimdi ne yapmak istersin? Artık gelişmiş bilincin var. Şimdi tekrar evrimsel sürece mi gitmek istiyorsun, ya da daha yüksek olan gezegensel sisteme mi gitmek istiyorsun, ya da Tanrı'ya, Kṛṣṇa'ya mı gitmek istiyorsun, yoksa burada mı kalmak istiyorsun?" Bu olasılıklar mevcut. Bhagavad-gītā'da belirtilmiştir,

yānti deva-vratā devān
pitṛn yānti pitṛ-vratāḥ
bhūtejyā yānti bhūtāni
mad-yājīno 'pi yānti mām
(BG 9.25)

Şimdi seçiminizi yapın. Daha yüksek gezegensel sisteme gitmek isterseniz, gidebilirsiniz. Burada kalmak isterseniz, orta gezegensel sistemde, öyle de yapabilirsiniz. Ve daha düşük olan gezegensel sisteme gitmek istiyorsanız, onu da yapabilirsiniz. Ve Tanrı'ya, Kṛṣṇa'ya gitmek istiyorsanız, onu da yapabilirsiniz. Sizin seçiminize kalmış. Bundan ötürü, bu maddi dünya ile belki daha yüksek gezegensel sistem veya daha düşük gezegensel sistem arasındaki fark nedir ve ruhsal dünya nedir? Spiritüel dünya hiç bir maddi tüketim olmadığı anlamına gelir. Herşey, size söylediğim gibi ruhtur. Ağaçlar, çiçekler, meyveler, su, hayvanlar - herşey spiritüeldir. Yani hiç yok oluş yok. Sonsuzdur. Dolayısıyla spiritüel dünyaya gitmek isterseniz, o zaman bu fırsata artık bu insan suretinde olan yaşamında sahip olabilirsiniz, ve bu maddi dünyada kalmak istiyorsanız, öyle yapabilirsiniz.