TR/Prabhupada 0278 - Öğrenci Demek Disiplini Kabul Eden Demektir
Lecture on BG 7.2 -- San Francisco, September 11, 1968
Bu bilgi Kṛṣṇa ile ilişki kurmuş ve teslim olmuş bir ruhu olan kişi tarafından anlaşılabilir. Teslim olmadan, yöneticiyi, enerjileri ve O'nun nasıl herşeyi yönettiğini anlamak çok zordur. Tubhyāṁ prapannāya aśeṣataḥ samagreṇa upadekṣyāmi. Koşul budur. Daha sonraki bölümlerde Kṛṣṇa'nın şöşle dediğini göreceksiniz, nāhaṁ prakāśaḥ sarvasya (BG 7.25). Aynı bir eğitim kurumuna girdiğinizdeki gibi, kendinizi kurumun kural ve düzenlemelerine teslim etmezseniz kurum tarafından verilen bilgilerden nasıl faydalanabilirsiniz? Nerede bir şey almak isterseniz, yönetilmelisiniz ya da kural ve düzenlemelere teslim olmalısınız. Aynı bizim derslerde Bhagavad-gītā'dan ders alığımız gibi, bu dersin kural ve düzenlemelerine uymazsanız, bilgiyi almak mümkün değildir. Benzer şekilde, yöneticiye ve onun yönetme sürecine dair tam bilgi ancak Arjuna gibi Kṛṣṇa'ya teslim olan kişi tarafından anlaşılabilir. Kişi ruhunu teslim etmezse mümkün değildir. Arjuna'nın kendini Kṛṣṇa'ya teslim ettiğini her zaman hatırlayın. Śiṣyas te 'haṁ śādhi māṁ prapannam (BG 2.7). Bu yüzden Kṛṣṇa da onunla konuşuyor.
Aslında, yazıtlardaki bu tartışmalar hayata geçemez, konuşan ve dinleyici arasında bir ilişki kurulmamışsa eğer. Dinleyici öğrenciler demektir. Öğrenci bu disiplini kabul eden kişi demektir. Śiṣya. Śiṣya. Bunun için Sanskrit tam karşılık Śiṣya'dır. Śiṣya... Sanskritçe'de bir fiil var śās diye. Śās kontrol etmek demek. Śās kelimesinden "śāstra" geliyor. Śāstra yöneten kitaplar demektir. śas'tan śastra gelir. śastra silahlar demektir. Argüman ve mantık yetmediğinde... Aynı devletin kontrol etmesi gibi. Önce bize kanunları veriyorlar. Eğer kanunları çiğnersen, düzenleme kitapalrına uymazsan, śāstra demektir, sıradaki adım śāstra'dır. śāstra silahlar demektir. Hükümetin kurallarına uymazsan, sağda kalın, yoksa polis coplar - śastra. Kontrol edilmelisiniz. Eğer bir beyefendiyseniz, śāstraların emirleri ile yönetilirsiniz. Ve eğer kafa tutarsanız, Durgādevī'nin üç çatallı mızrağı vardır. Durgādevī'nin resmini gördünüz, üç çatallı mızrak, üç katmanlı ızdırap. Demek istediğim kural ve düzenlemeri çiğneyemezsiniz, devletinkileri de çiğneyemezsiniz, benzer şekilde Kṛṣṇa'nın yüce devletininkileri de. Bu mümkün değildir. Örneğin bazı sağlık kuralları var. Eğer çok yerseniz, hastalığın etkisi altında kalırsınız. Hazımsızlık çekersiniz ve doktor size üç gün yemek yememeyi tavsiye eder. Yani bir kontrol var. Doğa tarafından, doğa Tanrı demektir, otomatik olarak işler. Aptal insanlar Tanrı'nın kanunlarını görmezler ama Tanrı'nın kanunları vardır. Güneş tam zamanında doğuyor, ay tam zamanında doğuyor. İlk yıl, ilk Ocak ayı tam zamanında geliyor. Demek ki kontrol var. Ama aptal insanlar görmüyorlar. Herşey kontrol altında. Tanrı, her şey nasıl işliyor ve nasıl kontrol ediliyor, bunlar bilinmeli. Sadece hislerle hareket edemeyiz. Dini hisler kör gözlerle takip eden kişiler için iyidir. Ama şimdi, insanlar bu sözde eğitimde çok ilerlemişler. Bhagavad-gītā size öyle bilgi veriyor ki Tanrı'yı mantığınız ile, argümanınız ile, bilginiz ile kabul edebilirsiniz. Gözü kara takip etmek değil. Kṛṣṇa bilinci bir duygusallık değil. Bilgi, pratik bilgi ile destekleniyor. Vijñānam. Jñānaṁ vijñāna sahitam. Vijñāna sahitam olmadan... Bu bilgiyi anlama süreci ise ruhunla teslim olmak. Bu yüzden biz... Öğrenci demek disiplini kabul etmek demektir. Disiplini kabul etmeden, ilerleyemeyiz. Mümkün değil. Herhangi bir bilgi ya da faaliyet alanı hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız bilimsel ve olgusal olarak, kontrol prensibini kabul etmelisiniz. Samagreṇa vakṣ ya svarūpaṁ sarvokaraṁ yatra dhiyaṁ tad ubhaya-viṣayakaṁ jñānaṁ vyaktum.