TR/Prabhupada 0159 - İnsanları Nasıl Çok Çalışacaklarında Eğitmek İçin Büyük, Büyük Planlar: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0159 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1976 Category:TR-Quotes - L...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 7: Line 7:
[[Category:TR-Quotes - in India, Vrndavana]]
[[Category:TR-Quotes - in India, Vrndavana]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0158 - Anne-Öldürme Medeniyeti|0158|TR/Prabhupada 0160 - Krişna İtiraz Ediyor|0160}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 15: Line 18:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|Ng4S1fHsJKU|Big, Big Plans to Educate People How to Work Hard - Prabhupāda 0159}}
{{youtube_right|yWylf67Vkqo|İnsanları Nasıl Çok Çalışacaklarında Eğitmek İçin Büyük, Büyük Planlar - Prabhupāda 0159}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/761103SB.VRN_clip2.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/761103SB.VRN_clip2.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 27: Line 30:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Calcutta, Mumbai, Londra, New York gibi büyük şehirlerde herkes çok çalışıyor. Büyük şehirlerde insan ekmeğini kolay kazandığından değil. Hayır. Herkes çalışmak zorunda. Ve herkes çok çalışıyor. Herkesin aynı seviyede olduğunu mu sanıyorsunuz? Hayır. Bu mümkün değil. Kader. Kader. Biri gece gündüz, yirmidört saat çalışıyor; sadece iki capātī alıyor, bu kadar. Mumbai'de gördük. Öyle kötü koşullarda yaşıyorlar ki gündüz vakti bile gaz lambasına ihtiyaç duyuyorlar. Öyle bir yerde kötü koşullarda yaşıyorlar. Mumbai'de herkes bereket içinde yaşıyor anlamına mı gelir bu? Hayır. Her şehirde bu böyle. Mümkün değil. Ekonomik durumunuzu sadece çok çalışarak düzeltemezsiniz. Bu mümkün değil. Çok çalışın ya da çalışmayın, kaderinizde ne almak varsa onu alacaksınız. Bu sebeple enerjimizi kullanmalıyız.... mal-loka-kāmo mad-anugrahārthaḥ. Enerjimizi Kṛṣṇa'yı memnun etmek için kullanmalıyız. Bu yapılmalı. Enerji bu amaçla kullanılmalı, " Mutlu olacağım" gibi sahte bir umut uğruna harcanmamalı. " Bunu yapacağım, şunu yapacağım. Böyle para kazanacağım..." Çömlekçinin hikayesi. Çömlekçi plan yapıyor. Bir kaç çömleği var ve plan yapıyor. " Şimdi dört tane çömleğim var ve bunları satacağım. kar edeceğim. Sonra on çömleğim olacak. On çömleği de satacağım, kar yapacağım. Sonra yirmi çömleğim olacak, otuz, kırk olacak. Bu şekilde milyoner olacağım. O zaman evleneceğim ve eşimi bu şekilde, şu şekilde kontrol edeceğim. Ve eğer uymazsa, ona şöyle tekme atacağım." Tekme attığında, çömleklere de vurmuş ve bütün çömlekler kırılmış. (gülüşmeler) Bütün hayali yıkılmış. Görüyorsunuz ya? Benzer şekilde biz de sadece hayal kuruyoruz. Bir kaç çömlekle biz de hayal kuruyoruz " Bu çömlekler şu kadar olacak, artacak, artacak, artacak." sonra hepsi bitiyor. Hayal kurmayın, plan yapmayın. Bu... Guru, manevi öğretmen ve devlet dikkatli olmalı " Bu reziller plan yapamaz. Bu rezil mutlu olmak için plan yapamaz." Na yojayet karmasu karma-mūḍhān. Bu karma-jagat'tır, bu dünyadır. Bu maddi dünya budur. Bunlara eğilim zaten var, peki ne işe yarıyor? Loke vyayāyāmiṣa-madya-sevā nityāstu jantuḥ. Aynı cinsel hayat gibi. Cinsel hayat doğaldır. Bundan keyif almak için üniversite eğitimine gerek yoktur. Keyif alırlar. Kimse... " Kimseye nasıl ağlayacağı, nasıl güleceği ya da cinsellikten nasıl keyif alacağı öğretilmez." Bir Bengal deyişi var. Bu doğaldır. Bu karma için bir eğitime gerek yoktur. Şimdi insanlara nasıl çok çalışılacağını öğretmek için büyük büyük planlar yapıyorlar. Bu zaman kaybıdır. Eğitim kurumları insanlar bu ya da şu olmayı değil Kṛṣṇa bilincinde olmayı öğretmelidir. Bu zaman kaybıdır çünkü hiçbir zaman başarılı olmayacak. Tal labhyate duḥkhavad anyataḥ sukhaṁ kālena sarvatra gabhīra-raṁhasā. Doğanın kanunu iş başında Prakṛteḥ kriyamāṇāni guṇaiḥ karmāṇi sarvaśaḥ (BG 3.27). Ne olursa... Bu sebeple Vedik uygarlıkta insanlar oldukları konumdan memnundurlar, brāhmaṇa, kṣatriya, vaiśya, śūdra. Tanrı'nın lütfu ile ne aldıysa onla mutludur. Esas enerji Kṛṣṇa'nın merhametine layık olmak için kullanılır. Kṛṣṇa'ya teslim olmayı öğrenmeniz isteniyor. Sonra ahaṁ tvāṁ sarva-pāpebhyo mokṣayiṣyāmi (BG 18.66). Sonu bu. Hindistan'da böyle değil... Büyül bilgeler, ṛṣiler çok kitap yazdılar ama kulubede yaşıyorlardı. Sadece krallar, kṣatriyalar yönetmek zorunda oldukları için onlar büyük saraylar inşa ederlerdi. başka kimse değil. Onlar çok çok basit yaşarlardı. Sözde ekonomik gelişme, gökdelen ve metro inşa etme vs vs için zaman harcamazlardı. Bu Vedik uygarlık değildi. Bu asurik uygarlıktır.
Kalküta, Bombay, Londra, New York gibi büyük şehirlerde herkes çok çalışıyor. Büyük şehirlerde insan ekmeğini kolay kazandığından değil. Hayır. Herkes çalışmak zorunda. Ve herkes çok çalışıyor. Herkesin aynı seviyede olduğunu mu sanıyorsunuz? Hayır. Bu mümkün değil. Kader. Kader. Biri gece gündüz, yirmidört saat çalışıyor; sadece iki capātī alıyor, o kadar. Mumbai'de gördük. Öyle kötü koşullarda yaşıyorlar ki gündüz vakti bile gaz lambasına ihtiyaç duyuyorlar. Öyle bir yerde ve o kadar pis koşullarda yaşıyorlar. Bu herkesin Mumbai'de bereket içinde yaşadığı anlamına mı geliyor? Hayır. Aynı şekilde, her şehirde bu böyle. Mümkün değil. Ekonomik durumunuzu sadece çok çalışarak düzeltemezsiniz. Bu mümkün değil. Çok çalışın ya da çalışmayın, kaderinizde ne varsa onu alacaksınız. Bu sebeple enerjimizi kullanmalıyız... mal-loka-kāmo mad-anugrahārthaḥ. Enerjimizi Kṛṣṇa'yı memnun etmek için kullanmalıyız. Bu yapılmalı. Enerji bu amaçla kullanılmalı, "Mutlu olacağım" gibi sahte bir umut uğruna harcanmamalı. "Bunu yapacağım, şunu yapacağım. Böyle para kazanacağım..."  
 
Çömlekçinin hikayesi. Çömlekçi plan yapıyor. Bir kaç çömleği var ve plan yapıyor. "Şimdi dört tane çömleğim var ve bunları satacağım. Biraz kar edeceğim. Sonra on çömleğim olacak. On çömleği de satacağım, biraz kar edeceğim. Sonra yirmi derken otuz, kırk çömleğim olacak. Bu şekilde milyoner olacağım. O zaman evleneceğim ve eşimi bu şekilde, şu şekilde kontrol edeceğim. Ve eğer söz dinlemezse, ona şöyle tekme atacağım." Derken tekme attığında, çömleklere de vurmuş ve bütün çömlekler kırılmış. (gülüşmeler) Bütün hayali yıkılmış. Görüyorsunuz ya? Benzer şekilde biz de sadece hayal kuruyoruz. Biz de bir kaç çömlekle "Bu çömlekler şu kadar olacak, artacak, artacak, artacak" diye ancak hayal kuruyoruz, derken bitiveriyor. Hayal kurmayın, plan yapmayın. Bu... Guru, manevi öğretmen ve devlet dikkatli olmalı "Bu hergeleler plan yapamayabilir. Bu hergele mutlu olmak için plan yapamayabilir." Na yojayet karmasu karma-mūḍhān. Bu karma-jagattır, bu dünyadır. Bu maddi dünya budur. Zaten meyilliler, peki ne işe yarıyor? Loke vyayāyāmiṣa-madya-sevā nityāstu jantuḥ. Aynı cinsel hayat gibi. Cinsel hayat doğaldır. Bundan keyif almak için üniversite eğitimine gerek yoktur. Keyif alırlar. Kimse... "Kimseye nasıl ağlayacağı, nasıl güleceği ya da cinsellikten nasıl keyif alacağı öğretilmez." Bir Bengal deyişi var. Bu doğaldır. Bu karma için hiç bir eğitime gerek yok. Şimdi insanlara nasıl çok çalışılacağını öğretmek için büyük büyük planlar yapıyorlar. Bu zaman kaybı. Eğitim kurumları insanlara bu ya da şu olmayı değil Kṛṣṇa bilincinde olmayı öğretmelidir. O zaman kaybı çünkü o program hiçbir zaman başarılı olmayacak. Tal labhyate duḥkhavad anyataḥ sukhaṁ kālena sarvatra gabhīra-raṁhasā. Doğanın kanunu iş başında, Prakṛteḥ kriyamāṇāni guṇaiḥ karmāṇi sarvaśaḥ ([[Vanisource:BG 3.27 (1972)|BG 3.27]]). Ne olursa...  
 
Bu sebeple Vedik uygarlıkta insanlar oldukları konumdan memnundurlar, brāhmaṇa, kṣatriya, vaiśya, śūdra. Tanrı'nın lütfu ile ne aldıysa onla mutluydu. Esas enerji Kṛṣṇa'nın merhametine layık olmak için kullanılırdı. Kṛṣṇa'ya nasıl teslim olunacağını nasıl öğrenmeli, istenen budur. Sonra ahaṁ tvāṁ sarva-pāpebhyo mokṣayiṣyāmi ([[Vanisource:BG 18.66 (1972)|BG 18.66]]). Sonu bu. Hindistan'da böyle değil... Büyül bilgeler, ṛṣiler çok kitap yazdılar ama kulubede yaşıyorlardı. Sadece krallar, kṣatriyalar yönetmek zorunda oldukları için büyük saraylar inşa ederlerdi. Başka kimse değil. Çok çok basit bir hayat yaşarlardı. Sözde ekonomik gelişme, gökdelen ve metro inşa etmek vs vs için zaman harcamazlardı. Bu Vedik uygarlık değildi. Bu asurik uygarlıktır.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 11:15, 3 October 2018



Lecture on SB 5.5.15 -- Vrndavana, November 3, 1976

Kalküta, Bombay, Londra, New York gibi büyük şehirlerde herkes çok çalışıyor. Büyük şehirlerde insan ekmeğini kolay kazandığından değil. Hayır. Herkes çalışmak zorunda. Ve herkes çok çalışıyor. Herkesin aynı seviyede olduğunu mu sanıyorsunuz? Hayır. Bu mümkün değil. Kader. Kader. Biri gece gündüz, yirmidört saat çalışıyor; sadece iki capātī alıyor, o kadar. Mumbai'de gördük. Öyle kötü koşullarda yaşıyorlar ki gündüz vakti bile gaz lambasına ihtiyaç duyuyorlar. Öyle bir yerde ve o kadar pis koşullarda yaşıyorlar. Bu herkesin Mumbai'de bereket içinde yaşadığı anlamına mı geliyor? Hayır. Aynı şekilde, her şehirde bu böyle. Mümkün değil. Ekonomik durumunuzu sadece çok çalışarak düzeltemezsiniz. Bu mümkün değil. Çok çalışın ya da çalışmayın, kaderinizde ne varsa onu alacaksınız. Bu sebeple enerjimizi kullanmalıyız... mal-loka-kāmo mad-anugrahārthaḥ. Enerjimizi Kṛṣṇa'yı memnun etmek için kullanmalıyız. Bu yapılmalı. Enerji bu amaçla kullanılmalı, "Mutlu olacağım" gibi sahte bir umut uğruna harcanmamalı. "Bunu yapacağım, şunu yapacağım. Böyle para kazanacağım..."

Çömlekçinin hikayesi. Çömlekçi plan yapıyor. Bir kaç çömleği var ve plan yapıyor. "Şimdi dört tane çömleğim var ve bunları satacağım. Biraz kar edeceğim. Sonra on çömleğim olacak. On çömleği de satacağım, biraz kar edeceğim. Sonra yirmi derken otuz, kırk çömleğim olacak. Bu şekilde milyoner olacağım. O zaman evleneceğim ve eşimi bu şekilde, şu şekilde kontrol edeceğim. Ve eğer söz dinlemezse, ona şöyle tekme atacağım." Derken tekme attığında, çömleklere de vurmuş ve bütün çömlekler kırılmış. (gülüşmeler) Bütün hayali yıkılmış. Görüyorsunuz ya? Benzer şekilde biz de sadece hayal kuruyoruz. Biz de bir kaç çömlekle "Bu çömlekler şu kadar olacak, artacak, artacak, artacak" diye ancak hayal kuruyoruz, derken bitiveriyor. Hayal kurmayın, plan yapmayın. Bu... Guru, manevi öğretmen ve devlet dikkatli olmalı "Bu hergeleler plan yapamayabilir. Bu hergele mutlu olmak için plan yapamayabilir." Na yojayet karmasu karma-mūḍhān. Bu karma-jagattır, bu dünyadır. Bu maddi dünya budur. Zaten meyilliler, peki ne işe yarıyor? Loke vyayāyāmiṣa-madya-sevā nityāstu jantuḥ. Aynı cinsel hayat gibi. Cinsel hayat doğaldır. Bundan keyif almak için üniversite eğitimine gerek yoktur. Keyif alırlar. Kimse... "Kimseye nasıl ağlayacağı, nasıl güleceği ya da cinsellikten nasıl keyif alacağı öğretilmez." Bir Bengal deyişi var. Bu doğaldır. Bu karma için hiç bir eğitime gerek yok. Şimdi insanlara nasıl çok çalışılacağını öğretmek için büyük büyük planlar yapıyorlar. Bu zaman kaybı. Eğitim kurumları insanlara bu ya da şu olmayı değil Kṛṣṇa bilincinde olmayı öğretmelidir. O zaman kaybı çünkü o program hiçbir zaman başarılı olmayacak. Tal labhyate duḥkhavad anyataḥ sukhaṁ kālena sarvatra gabhīra-raṁhasā. Doğanın kanunu iş başında, Prakṛteḥ kriyamāṇāni guṇaiḥ karmāṇi sarvaśaḥ (BG 3.27). Ne olursa...

Bu sebeple Vedik uygarlıkta insanlar oldukları konumdan memnundurlar, brāhmaṇa, kṣatriya, vaiśya, śūdra. Tanrı'nın lütfu ile ne aldıysa onla mutluydu. Esas enerji Kṛṣṇa'nın merhametine layık olmak için kullanılırdı. Kṛṣṇa'ya nasıl teslim olunacağını nasıl öğrenmeli, istenen budur. Sonra ahaṁ tvāṁ sarva-pāpebhyo mokṣayiṣyāmi (BG 18.66). Sonu bu. Hindistan'da böyle değil... Büyül bilgeler, ṛṣiler çok kitap yazdılar ama kulubede yaşıyorlardı. Sadece krallar, kṣatriyalar yönetmek zorunda oldukları için büyük saraylar inşa ederlerdi. Başka kimse değil. Çok çok basit bir hayat yaşarlardı. Sözde ekonomik gelişme, gökdelen ve metro inşa etmek vs vs için zaman harcamazlardı. Bu Vedik uygarlık değildi. Bu asurik uygarlıktır.