TR/Prabhupada 0036 - Hayatımızın Amacı

Revision as of 10:54, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture on BG 2.1-11 -- Johannesburg, October 17, 1975

Yani bu maddi meseleler konusunda kafamız karıştığında, örneğin ne yapmak istediğimiz konusunda ya da bir şeyi yapıp yapmamak konusunda - o zaman bir guruya yanaşmalıyız. Buradaki talimat budur, görüyoruz. Pṛcchāmi tvāṁ dharma-sammūḍha-cetāḥ. Şaşkınlığa düştüğümüzde, neyin dini, neyin din dışı olduğu konusunda ayrım gözetmiyoruz, pozisyonumuzu doğru şekilde kullanmıyoruz. Bu kārpaṇya-doṣopahata-svabhāvaḥ (BG 2.7) dır. Öyle bir zamanda guruya ihtiyaç vardır. Vedik talimat budur. Tad-vijñānārthaṁ sa gurum evābhigacchet śrotriyaṁ brahma-niṣṭham (MU 1.2.12). Görev budur. Medeniyet böyledir, hayatla ilgili bir çok problemle karşılaşırız. Bu doğaldır. Bu maddi dünyada, bu maddi dünya hayatla ilgili problemlerdir. Padaṁ padaṁ yad vipadām (SB 10.14.58). Maddi dünyanın anlamı atılan her adımda bir tehlike olmasıdır. Maddi dünya budur. Bu nedenle gurunun rehberliğini kabul etmeliyiz, öğretmenden, manevi öğretmenden nasıl ilerleyeceğimiz konusundaki rehberliğini, çünkü bu... Bu daha sonra açıklanacak, bizim hayatımızın amacı, en azından bu insan yaşam formunda, Aryan medeniyetinde, bu yaşamın amacı doğal konumumuzu anlamaktır, "Ben neyim. Ben neyim." Eğer "Ben neyim"i anlamıyorsak, o zaman kedilere ve köpeklere denk olurum. Köpekler, kediler bilmez. Onlar beden olduklarını sanıyorlar. Bu açıklanacak. Yani yaşamımızda böyle bir haldeysek, kafamız karışmışsa... Aslında bizim kafamız sürekli olarak karışmış durumda. Bu nedenle insan gerçek bir guruya yanaşmalıdır. Şimdi Arjuna Kṛṣṇa'ya, birinci sınıf bir guruya yanaşıyor. Birinci sınıf guru. Gurunun anlamı Yüce Rab'dır. O herkesin gurusudur, parama-guru. O yüzden her kim Kṛṣṇa'yı temsil ediyorsa, o da gurudur. Bu Dördüncü Bölümde açıklanacak. Evaṁ paramparā-prāptam imaṁ rājarṣayo viduḥ (BG 4.2). Yani Kṛṣṇa kendimizi nereye teslim edeceğimizin ve kimi guru olarak kabul edeceğimizin örneğini veriyor. Kṛṣṇa burada. O yüzden ya Kṛṣṇa'yı ya da Onun temsilcisini guru olarak kabul etmeniz gerekiyor. O zaman problemleriniz çözülecek. Öteki türlü mümkün değil, çünkü senin için neyin iyi neyin kötü olduğunu sana o söyleyebilir. O soruyor, yac chreyaḥ syān niścitaṁ brūhi tat (BG 2.7). Niścitam. Eğer içinde şüphe olmayan, yanılsama olmayan bir tavsiye, talimat, niścitam istiyorsanız hatasız ve aldatmacasız, buna niścitam denir. Bunu Kṛṣṇa'dan ya da O'nun temsilcisinden alabilirsiniz. Mükemmel olmayan bir insandan ya da bir sahtekardan doğru bir bilgi edinemezsiniz. Bu doğru bir talimat değildir. Bugünlerde moda oldu, herkes guru oluyor ve kendi düşüncesini açıklıyor, "Bence," "Benim düşünceme göre." Guru bu değildir. Gurunun anlamı śāstradan kanıtlar sunabilen kişi demektir. Yaḥ śāstra-vidhim utsṛjya vartate kāma-kārataḥ: (BG 16.23) Her kim ki śāstradan kanıtlar, deliller sunmazsa, o kişi, " na siddhiṁ sa avāpnoti, " hiçbir zaman başarı elde etmez," na sukham, "ne de bu maddi dünyada herhangi bir mutluluğa erişir," na parāṁ gatim, " ve bir sonraki hayatında yükselmesi ise hiç mümkün değildir." Talimatlar bu şekilde.