TR/Prabhupada 0282 - Acaryaların İzinden Gitmek Zorundayız

Revision as of 11:35, 3 October 2018 by Vanibot (talk | contribs) (Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)


Lecture on BG 7.2 -- San Francisco, September 11, 1968

manuṣyāṇāṁ sahasreṣu
kaścid yatati siddhaye
yatatām api siddhānāṁ
kaścin vetti māṁ tattvataḥ
(BG 7.3)

Burada deniyor ki, manuṣyas teṣāṁ śāstra 'dhikara yajñānāṁ sahasra-madhye. Şimdi, nenim ne olduğum, Tanrının ne olduğu, maddi dünyanın ne olduğu, nasıl işlediği, bu şeyler eğitimli bir insanın işidir. Aptal bir adam alamaz. Bu yüzden śāstra adhikāra. Śāstra demek, kişinin śāstralara dair, bilgi kitaplarına dair bir bilgisi olduğu demektir. Bilgi kitapları, kitaplara dair bilgisi ya da śāstra hakkında bilgiye sahip kişilere baktığımızda, sayıları hemen azalır. Bu bölgede kaç eğitimsiz kişini olduğunu bilmek isterseniz, ah, çok bulursunuz. Kaç tane M.A. var diye baktığınızda sayı anında düşecektir. Benzer şekilde, çok insan var ama hayatını mükemmelleştirmeye çalışan kaç kişi var diye baktığınızda sayı hemen azalacaktır. Ve onların içinden..., aynı bir sürü transandantalist, swami ve yogi olduğu gibi. Onların içinden kim Tanrı'yı anlamak istiyor, Tanrı bilgisine sahip diye saysanız, anında sayı azalacaktır. Tekrardan. Bu yüzden Kṛṣṇa der ki pek çok binlerce kişi içinden, birisi hayatını mükemmelleştirmekle ilgilenir. Ve gerçekten hayatını mükemmelleştirmeye çalışan pek çok binlerce insan içinden, Tanrı ya da Kṛṣṇa'yı bilen birini ya bulursunuz ya bulamazsınız. Ama Kṛṣṇa o kadar nazik ki herkes tarafından bilinmek için Kendisi gelir. Ve aynı zamanda o kadar nazik ki bu maddi dünyadan ayrılmadan önce arkasında Bhagavad-gītā'yı bırakır ki O'nun kişisel konuşmalarından Tanrı'nın ne olduğunu bilebilesiniz. Bhagavad-gītā'yı doğru şekilde, Kṛṣṇa'nın söylediği gibi, saçmasapan, aptalca yorumlar olmadan, olduğu gibi, özgün haliyle okursanız... Doğruya doğru, eğriye eğri deyin. Kṛṣṇa, "Ben Tanrı'nın Yüce Şahsıyım," der. Bu sürümünü, kendi aptalca yorumlarınızla yorumlamayın, ama Kṛṣṇa'yı Tanrı'nın Yüce Şahsı olarak kabul edin. Ve Onu hareketleriyle, şastrik bilgisiyle, bilgeliğiyle kabul edin... Bütün ācāryalar, evvelki herkes kabul etti.

Biz de ācāryaların izinden gitmek zorundayız. Mahājano yena gataḥ sa panthāḥ (CC Madhya 17.186). Büyük şahsiyetlerin ayak izinden gitmezsek, daha yüksek mevzuları anlayamayız. Nasıl ki bilim dünyasında bile, yerçekimi kanunu var. Yerçekimi kanunu hakkında bir şey bilmiyorsunuz ama Sir Isaac Newton yerçekimi kanunu olduğunu söyledi. Kabul etti. Hepsi bu. Bu sizin büyük bir şahsiyeti takip ettiğiniz anlamına geliyor. Benzer şekilde, Kṛṣṇa kaprislere göre değil de Tanrının Yüce Şahsı olarak kabul edilmelidir. Lakin O Rab Caitanya, Rāmānujācārya, Śaṅkarācārya gibi, manevi dünyanın kaderine öncülük eden büyük şahsiyetler tarafından kabul gördü. Bu yüzden siz de bu şekilde kabul etmelisiniz.